6 Şubat, aklımızda hep küçük bir kıyametin yaşandığı gün olarak kalacak. Asrın felaketinin üzerinden 28 gün geçti ama acılarımız hala çok taze. Yetim ve öksüzlerin, mahzunların, gözyaşları dinmiş olabilir, lakin karanlık çökünce yürekleri daralır, gözleri dolar, usulca bir köşeye çekilir sessizce ağlar ağlar, yürekleri dağlarlar…
Hâlâ enkazların başında yakınlarının naaşını gözyaşları içerisinde bir umutla bekleyen yanık yürekler var. Kimisi annesini, kimisi babasını, kimisi evladını, kimi de tüm ailesini kaybetmiş. Büyük bir musibet elbet, dayanması çok zor.. Allah sabırlar versin inşallah.
Bu anlamda uzunca bir süre depremzedelere manevi destek verecek alimlerin, hocaların yoğun bir şekilde bölgede çalışmalarda bulunmaları, sık ziyaretler yaparak nasihatlerde bulunmaları, yaralara merhem, deva olmaları elzemdir.
Bu insanlar canlarını toprağa verdikleri gibi, evlerini, mal mülk her şeylerini bir anda kaybettiler. Zor bir imtihan ancak toparlanmak, yeniden hayata devam etmek insanlığın bir gereği. Tabi ki gerekli tüm dersleri çıkararak, bundan sonra nasıl bir hayatı yaşamalı ki, sonu hüsran olmamalı. Hayatta kalınırsa şükür, can verilirse şehadeti kazanacak imanı yüreğimizde taşımalı, hayatımızda yaşamalıyız.
***
Deprem bölgesinde yardım çalışmaları yapan sivil toplum kuruluşları, çok mübarek hayırlı işler yapıyorlar. Depremin ilk anından itibaren hiç düşünmeden bütün imkanlarını deprem bölgelerine sevk eden o iyilik elçileri, yürekleri temiz, eli öpülesi insanlar…
Çoğunluğu İslami Vakıf ve derneklerden oluşan 250 civarı STK, 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ilk saatinden itibaren gerek arama kurtarma ve gerekse yardım çalışmalarında bulundu/bulunuyor. Ancak dikkat çeken birkaç yardım kuruluşu var ki ilk günden bugüne yardım çalışmalarına ara vermeden ve de arttırarak sürdürüyor olması, gözleri bu hayır kurumlarına çeviriyor.
Elbette farklı yardım kuruluşları da halen takdir edilesi yardımlarını sürdürüyorlardır ama bugün sadece gözlemlediğim birkaç iyilik elçisi kuruluşu zikretmek istiyorum. Bunlar; Umut Kervanı Vakfı, Yetimler Vakfı, Avrupa Yetim Eli ve İHO Ebrar insani yardım kuruluşları.
Öncülüğünü Umut Kervanı Vakfı’nın yaptığı kardeş yardım kuruluşları ilk günden bugüne çadır, battaniye, odun, soba, su, gıda ve giysi dağıttı. Aynı zamanda yine ilk günden itibaren deprem illerinde aş evleri kurdular ve günlük 70 binden fazla insana üç öğün yemek çıkarıyorlar.
Çok yoğun gönüllü ordusuyla çalışan bu iyilik elçilerinin çoğu yine deprem illerinde oturan depremzedeler. Vakfa isimlerini yazdırıyorlar, sıranın onlara gelmesi için dua ediyorlar, çorbada bizim de tuzumuz olsun diyorlar. Gittikleri deprem bölgesinde çadırlarda kalıp zorluk görmelerine rağmen ‘Halka hizmet hakka hizmettir’ şiarıyla yardım etmek için birbirleriyle yarışıyorlar.
İnsanlığın, merhametin, iyiliğin, yardımlaşmanın gereğini bütün samimiyetleriyle yerine getiren bu kardeşler, “Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır”( Bakara Suresi, 112) ayeti kerimesiyle yüce Allah’ın emrine uygun bir hayatı yaşamak için gayret sarf ediyorlar. Allah,(cc.) iyilik elçilerinden razı olsun.
Bugün depremin 28. Günü… Bu aş evleri on binler, yüz binlere yemek yapmaya devam edecek ve belki aylarca sürecek. Bunun için, bu yardım kuruluşlarına ciddi yardımlar yapılmalı. Bu konuda hayırseverlerin devreye girmesi, iyilik kervanına katkı sunması gerekecek. Bu konuda işadamlarımızın geri durmaması gerekir.
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’inde bizzat uyarıyor; “Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.” (Bakara Suresi, 195)
Ben tekrar, depremde can verenlere Allah’tan rahmet, kalanlara sabırlar diliyorum.