İsrail denen Siyonist 3-5 çapulcu 60-70 yıldır bata Filistin olmak üzere İslam coğrafyasını tarumar etmekte. Filistin işgal edilmiş, önemli bir kısmına Yahudiler yerleşmiş, kalan kısmı da yüzlerce küçük bölgelere bölünüp aralarındaki geçişlerde Siyonist`in iznine tabi tutulmuştur. Yani Abbas Efendi! Kontrolündeki Batı Şeria`da canı istediğinde istediği yere gidemediği gibi, dünyanın en büyük hapishanesi olan Gazze, Filistin`in bütüncül en büyük parçası ve direniş buradan yürütülmeye çalışılıyor.
Mescid-i Aksa on yıllardır zaten işgal altında. Neymiş efendim; İsrail Aksa`da ibadete müsaade etmiyormuş. Etse daha mı iyi olacak? Adamın işgali altındaki yer değil mi, dilediğini yapar. Ya ümmet işgale son verir. Ya da Siyonist çete tasarruf hakkını kullanır. Bu olay bu haliyle sadece insan hakları ihlali babında ele alınabilir. Yani yarın Siyonist çete Aksa`ya ablukayı kaldırıp ibadete müsaade etse, biz gazı alınmış meydan muharipleri muzaffer bir eda ile ‘bak Siyonist nasıl korktu!` deyip halvete çekilmeyecek miyiz?
Elbette ki Müslüman toplumların bilincini canlı tutma adına protesto ve eylemler çok önemlidir ve yapılmalıdır. Ancak bir gaz alma operasyonlarına da dönmemeli.
Siyonist çeteciler, aleyhlerine verilmiş ve verilecek hiçbir uluslararası hüküm tanımadılar. Zaten hükümlerin çoğunu kendileri verdirtiyor. Ve zaten bir iki istisna ülke hariç tüm dünya ya Siyonizm`i koruyor ya da sessiz kalıyor. Şundan da emin olunuz ki Siyonist Çete yerleştirecek Yahudi yerleşimci bulsa Filistinlilerin tamamını yurtlarından çıkarmakta tereddüt etmeyecek. Yerleşimci buldukça işgali genişletiyor. Zira ancak Yahudi bir anneden doğma ile Yahudi olunabiliyor.
Şu da iyi bilinmeli ki Arap Baharı da, Irak ve Suriye işgali ve iç savaşı da Arz-ı Mev`ud coğrafyasının hazır hale getirilmesi projesidir. Dolayısıyla başta ABD, Batı, Suud-i Siyonistan olmak üzere İslam coğrafyasının satılık ve korkak diktatör ve kralları Siyonist Çeten`in bekası için çalışıyorken; Hamas, İhvan ve Hizbullah gibi direniş gruplarının İsrail`e diz çöktürmesi mümkün değildir. Bu gruplar canları pahasına ümmetin direnç ve birliktelik ruhunu canlı tutma gibi bir görevi üstlenmiştir. Çok değerli ve çok gereklidir ancak asla sonuç alıcı olamayacaktır. Bu nedenle kimi aklı evveller veya ruhu satılmışlar, direniş gruplarının Siyonist çeteye diz çöktürememesini yine bizatihi Siyonist bir proje olan “bu gruplar İsrail`in işini kolaylaştıran işbirlikçilerdirler” hezeyanıyla kafaları bulandırarak Siyonist kafaya hizmet ediyorlar.
Kudüs, Mekke, Medine, Kahire, Bağdat, Şam işgal altında. Ankara debeleniyor. Tahran gel-gitler yaşıyor. Bu merkezler özgürleşmedikçe Aksa asla özgürleşemeyecektir. Müslümanlar enerjilerini mutlaka iktidar olmaya harcamalılar, siyaset yapmalılar, yönetimleri ele geçirmeliler. Bu minvalde birbirimizle yaptığımız ve yapacağımız her mücadele ve savaş sebebi ne olursa olsun, haramdır, tahripkârdır, ayrıştırıcıdır, ötekileştiricidir ve Siyonist Çete`nin projesidir.
Peki bu durumu değiştirmek kolay mı? Maalesef en az 40 yıl bu imkânsız gibi, Allah`ın dilemesi müstesna.
Son on yılda eften püften gerekçelerle karşılıklı öldürdüğümüz gençlerimizin yüzde biri, hatta binde biri, hatta on binde biri Aksa için ölmüş olsaydı şimdiye değin Aksa özgürleşmişti bile.
Oysa biz öldüğümüzle kaldık. Coğrafyamızın parçalanma temayülleri arttı. Daha zalim diktatörler başa geldi. Düşmanlığımız derinleşti. Şehirlerimiz harap oldu ve her şey oyunun birkaç aksiyoner sahnesi olarak tarihteki yerini aldı. Oyun gah adrenalin salgılatarak gah kahkaha attırarak devam ediyor.