Doğrusu devletlerin çıkar ilişkilerini pek bilmem. Bu tür ilişkileri hem meşrulaştırmanın hem de şeytanlaştırmanın onlarca yolu vardır. Bakılan yere göre de aynı olaya dair zıt analizlerin onlarcası yapılabilmektedir. Üstelik inandırıcı olabildikleri de oluyor.
Ancak Müslüman toplumlar hem âynel yâkin hem de ilmel yâkin şunu iyi biliyorlar ki bu güne kadar başta ABD olmak üzere Hıristiyan batı âleminden hiçbir hayır gelmemiştir kendilerine ve gelmeyecektir de.
Allah aşkına şu Egemen Batı`nın mazlum halklar için bir tek olumlu fiilini söyleyin de biz de paranoyak olduğumuza karar verip yanlışımızdan dönelim. Hangi birini sayayım ki burada batının mazlum halklara karşı işlediği cürümlerin. Bana batı emrinde bir-iki köle Krallıklar! dışında Hıristiyan Batı`nın zarar vermediği bir tek devlet söyleye bilir misiniz?
Sayalım mı? Türkiye, İran, Mısır, Afganistan, Pakistan, Çeçenistan, Irak, Suriye, Bahreyn, Yemen, Tunus, Keşmir, Kıbrıs, Somali, Sudan, Libya, Lübnan, Filistin, Fas, Cezayir,… Say sayabilirsen. Bu ülkelerin tamamına hem fiilen hem de dolaylı olarak saldırıları olmadı mı başını ABD`nin çektiği Batı? Neyi düzelttiler söyler misiniz?
Her şeyden vazgeçtim. Bunların zulmüne en çok maruz kalan Sayın Cumhurbaşkanı`nın Avrupa ve ABD`nin darbeyi desteklediğini haykırmasının üzerinden daha kaç dakika geçti ki… Yankısı halen kulaklarımızda. Meydanları, bunların emperyal hedefler taşıdıkları ve iç işlerimize müdahale ettikleri nidasıyla inletmesinin üzerinden ne geçti ki? Keyifle izlediğimiz ve haklı olarak onlara savurduğu tükürük kurudu mu ki…?
Buna rağmen nasıl oluyor da-üstelik Astana süreci ortadayken- ABD`nin Suriye saldırısı övülüp desteklenebiliyor anlamıyorum bu kıt aklımla doğrusu.
Hani ya, her ne kadar danışıklı/kontrollü bir operasyon yürütüyorsa da IŞİD`e karşı bir halt etmeyen ABD, Esed`e karşı mı başarı elde edecek ki bu kadar büyük bir beklenti içerisine giriliyor.
Saddam`ı devirdi de Irak`a ne getirdi ki Suriye`ye bir huzur getirsin ABD. İsrail`in güvenliği ve Batı`nın çıkarları dışında hiçbir kutsalı olmayan bu fikri sapıklara nasıl oluyor da güveniyorsunuz. Belki zalim Esed`i bir şekilde devirmek mümkün ama topraklarımıza yerleşen Batı`yı tekrar çıkarmak bugünün şartlarında çok mu kolay!
Yine bu müttefik ABD değil mi PYD/PKK` ye alenen destek veren. Hani terörizme destek veren teröristti ya. En az Esed kadar zalim değil midir ABD? Esed`in zulmünden kurtulmanın yolu ABD`nin zulmüne sığınmaktan mı geçer?
Hani barış ve ateşkes üzere bir anlaşma ve ittifaka girilseydi bir yere kadar belki anlaşılırdı. Ama alenen Suriye muhalefetini yeniden silahlandırıp yeni bir savaş konseptine hazırlandığını beyan eden ABD`ye güvenmek “üç ayda Emevi Mescid`inde cuma kılacağız” yanılgısından daha büyük bir yanılgı değil midir? Bedeli de daha ağır olmaz mı? Üstelik Irak örneğinde olduğu gibi Suriye`yi de Kürt, Sünni, Nusayri olmak üzere üçe parçalama niyetleri açık seçik ortadayken…
Libya`ya NATO müdahalesinin onayı, İsrail`le, aleyhimize olmasına karşın anlaşma imzalanması, “Kardeş Esed`li Suriye savaşını engellemeye dönük ciddi çaba harcanmadan “Davutoğlu” projesinin behemehal hayata geçirilmesinin bir izahı varsa da benim anlamadığım hususlardır.
Şimdi ise, Müslüman ülkelere hitaben “kendi göbeğimizi kendimiz kesmeden huzur bulamayız” nidasının yankısı henüz geçmeden ABD`den medet umulması. Üstelik referandum öncesinde ABD`ye angaje politikaların oy kaybettireceği biliniyorken... Kim bilir belki de “evet”i küçülten bir tuzaktır bu.
Umulur ki müslümanların yüzyıllık enerjilerinin biriktiği ve büyük ümit bağlanan bu havza, alttan tahliye vanalarıyla tüketilmez.