Siyonist israil bugüne kadar hiçbir uluslararası kural ve antlaşmayauymadı, takmadı.  Arkasındaki güç ve kuvvete güvenerek, yaptıklarının yanına kâr kalacağına inanarak her türlü zulmü ve vahşeti yapmaktan kaçınmadı.

Suriye hava sahasını ihlal etmeyi bir kenara bırak, istediği zaman başkent Şam dâhil Suriye`nin istediği yerini bombalamaktan çekinmedi.

Lübnan hava sahasını ihlal etmeyi, geçerken de mazlumların üzerine birkaç bomba, füze bırakmayı rutinleştirip adet haline getirdi. Farklı ülkelerin pasaportlarını kullanan MOSSAD ajanları,  Filistinlilere ve HAMAS`ınyetkililerine karşı her tarafta suikast girişimlerinde bulundu.

2007`nin Temmuz ayında Hama yakınlarında Suriye`ye ait bir askeri tesisi vurduktan sonra Türkiye hava sahasından geçen Siyonist F-15 savaş uçakları, yedek yakıt tanklarını Antep`in Oğuzeli ilçesi yakınlarındaki bir araziye bırakarak geçmişti. 

Türkiye`nin hava sahasını ihlal eden siyonistlerden bir açıklama gelmemiş, o dönemin Türk Genelkurmayı`nca da ne bir tepki ne de bir açıklama yapılmıştı.

Zaten siyonistler kendilerini hesap vermek zorunda hissetmediklerinden genelde açıklama yapmaz, yapsa da terör ve teröristle mücadele ettiklerini ifade eder,  bundan sonra da bu tür saldırıların devam edeceğini belirten tehditler savururlar.

Suriye iç savaşı başladıktan sonra bazen İran, bazen Hizbullahüsleri ve askeri karargâhları bahanesiyle Suriye toprakları bombalanmaya devam edildi.

2015`in Aralık ayında Şam yakınlarındaki Ceramana kentine düzenlenen hava saldırısında uzun yıllar siyonist zindanlarında kalan Hizbullah`ın önemli isimlerinden Samir Kuntarhayatını kaybetmişti. 

Bütün bu saldırı ve ihlallere karşılıkher ne hikmetse ne Suriye hava savunma füzeleri ne de Suriye hava sahasını kontrol eden Rusya`dan ta düne kadarbir karşılık gelmemişti.

Suriye tarafından yapılan açıklamada, Suriye hava sahasını ihlal eden siyonist uçaklardan birden fazlasının düşürüldüğü ifade edildi. Siyonist israil bu iddiayı doğrulayarak, ‘Suriye`den kalkan bir İran İHA`sının düşürüldüğü ve kalktığı üssün bombalandığı`nı açıkladı. 

Siyonist israili bağlayan ne ahlaki bir ilke ve vicdan ne de uluslararası bir güç ve sistem vardır. Güç ve kuvveti ilahlaştırdıklarından dolayı ancak güç ve kuvvetten anlarlar. Tarihte öyle olmuş, günümüzde de öyle olmaktadır. Nerede geri adım atmış ise muhakkak orada güç ve kuvvetle karşılaşmış, büyük bedeller ödettirilmiş ve daha büyük bedeller ödememek için geri çekilmiştir. Lübnan`da öyle oldu, Gazze`de de öyle oldu…

Yarım asırdır işgal altında tuttuğu Suriye topraklarındakiGolan`dan çekilmedi. Çünkü direniş yoktu. Direnişin olmadığı veya zayıf olduğu Filistin topraklarını işgal etti ve etmeye devam ediyor.

Hz. Ali`nin meşhur bir sözü vardır. ‘Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz`

ÜstadBediüzzaman`ın Risalelerde belirtmiş olduğu üzere; “…Bir adam seni çamurda düşürmüş, öldürüyor. Ayağını senin boğazına basmış olduğu halde istifham-ı istihfafıyla sual ediyor ki: 'Mezhebin nasıldır?' Buna cevab-ı müskit, küsmekle sükût edip yüzüne tükürmektir…”

Siyonist israile ve emperyalist Amerika`ya karşı Müslümanların ve vicdan ehli insanların yapacağı tek şey vardır, tüm gücü ve kuvvetiyle karşı durmak, direnişe geçmektir. Yoksa topraklarımız, yeraltı-yerüstü kaynaklarımız, haklarımız, dinimiz, imanımız ve neslimizle birlikte –Allah muhafaza- şerefimizi ve ruhumuzu da kaybetmiş olacağız.