Kur`an-ı Kerim Allah`ın kelamı, müminlerin hidayet rehberi, anayasalarıdır. Müminler için şifa kaynağı ve nurdur. Müminler onu sever, hürmet gösterir, imanlarını artırır, uğrunda malını ve canını seve seve verirler. Uğrunda çektiklerini kendileri için bir iftihar vesilesi, dünya ve ahirette kurtuluş vesikası olarak görürler. Kâfirlerin küfrünü artırarak cehennemin derekelerine yuvarlar.  Kâfirler her fırsatta onu eleştirir, saldırır, hükmüne ve inananlarına karşı savaşır, eline fırsat ve imkân geçer veya yanına kâr kalacağını bilse, yazılı olduğu sahifeleri yırtar, parçalar, yakar ve hakaret eder. Bu onların karakteridir. Onlardan farklı davranışlarda bulunacaklarını beklemek saflık olur, tarihten ve Kur`an`dan habersiz olmak anlamına gelir. Zaten Kâfirin anlamı ‘örten` dir. Gerçekleri, hakikatleri, Kur`an`ı ve mesajını örter, gizler. Bunun için tohumu toprağa atıp örttüğü için ziraatçilere de ‘kâfir` denilmiştir.

İlk insan ve ilk Peygamber Hz Âdem aleyhisselatu vesselam`dan itibaren vahyin ve ilahi kitapların düşmanları ve sevenleri olmuştur. Kitapların ve vahyin sonuncusu olan Kur`an-ı Kerim de nazil olduğu ilk günden itibaren sevenleri, fedaileri olduğu gibi düşmanları da olmuştur.  Kur`an`a ve hükmüne karşı olan düşmanlık değişik isim ve adlar altında çok yönlü ve sistematik bir şekilde günümüze kadar devam etmiştir.

Yaklaşık iki sene önce Amerika`da Kur`an`a yapılan alçakça saldırının ardından Afganistan`daki işgalci Amerikan üssünde Kur`an sahifeleri tekrar yakıldı.

Elbette Müslümanlar bu alçakça olayı kabullenmemeli ve kabullenmediler. Bu alçakça hareketi protesto eden Afganlı Müslümanlardan dokuz kişi şehit oldu ve onlarcası da yaralandı.

Bu protestolar karşısında Afganistan`daki Amerikalı komutan özür dilese de bu olay bilinçaltlarındaki Kur`an ve Müslümanlara duyulan kin, nefret ve savaşın devamı ve bir göstergesidir.  Haçlı ve siyonistlerin tarih boyunca Kur`an ve İslam`a karşı ortak yürüttükleri savaşın bir versiyonudur.  Eğer özürlerinde samimiyseler İslam ve Müslümanlara karşı olan savaşlarına son versinler. İşgal altındaki İslam topraklarından çekilsinler. Ellerindeki Müslüman esirleri salıversinler.

Şu an ülkelerinden binlerce km uzakta Afganistan`da ve diğer İslam beldelerinde bulunan işgalci Amerikan ve Batı`lı askerler niçin oradalar?  Pakistan`da nerdeyse rutin hale gelen Amerikan casus uçaklarının saldırıları Kur`an`a olan düşmanlığın bir sonucu değil midir? İslam âlemini ifsad etmek için milyarlarca dolarla kurulan tv`ler, gazeteler ve kültürel mücadelede kimlerle mücadele ediyorlar? Yaklaşık bir asırdır İslam eleminin bağrına hançer misali saplanan siyonizm ve siyonist devlet kiminle ve hangi değerlerle savaşıyor? Elbette ki Kur`an ve Kur`an`ın hükmüyle savaşıyorlar. Demokrasi, özgürlük getireceğiz diyerek Kur`an`ın hükmünü kaldırıp yerine batıl inançlarını hakim kılmak için İslam coğrafyasını işgal etmekteler, katliamlar yapmaktalar.

Kâfirler şunu unutuyorlar; Kur`an`la savaşmak Allah ile savaşmak demektir. Başta Cebrail aleyhisselatu vesselam olmak üzere tüm melekler ve peygamberlerle savaşmaktır. Hatta canlı cansız tüm mevcudatla savaşmaktır. Allah ile savaşan kim olursa olsun bundan bir yarar, fayda görmemiş ve mağlup olmuştur. Tarihte de böyle olmuştur.  Günümüzde ve gelecekte de böyle olacaktır.

Bu saldırılar karşısında biz Müslümanlara düşen; her zamankinden daha fazla Kur`an ile olan irtibatımızı sağlamlaştırmak ve ona sarılmaktır. Başta kendi ailemizde olmak üzere mahallemizde, köyümüzde, şehrimizde Kur`an`ın okunması, okutulması ve anlamının anlaşılması için çalışmaktır. Hükmünü de lafzını da, yazılı olduğu sahifeleri de düşmanlarının şerrinden muhafaza etmeliyiz. Her zaman ve mekânda Kur`an âşıkları ve takipçileri olma temennisiyle Allah`a emanet olun.