Kudüs ve Mescid-i Aksa ile birlikte ümmet, tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemini geçiriyor. Parçalanmış, dağılmış, birlik ve beraberlikten yoksun bir ümmet, bunun karşısında ise asırlardır eline geçen fırsatı namertçe kullanan Siyonizm.
Aksa, bir anda bu hale gelmedi. Dünya küfrü tarafından sınırsızca desteklenen Siyonizm, amacına ulaşmak için uzun süreli bir planı pratiğe geçirdi. Filistin topraklarını çeşitli oyun ve entrikalarla parsel parsel satın aldı, el koydu. Satmayanları tehdit ve baskılarla göç ettirdi, suikastlarla ortadan kaldırdı. Buralarda kurtarılmış çiftlikler, köyler ve mahalleler oluşturdu. Dünyanın dört bir tarafındaki Yahudileri gizli ve aşikâr bir şekilde Filistin topraklarına taşıdı. İbranice savunma adına gelen ‘haganah` terör örgütü kuruldu. Haganah`ın çatısı altında kız-erkek, genç-yaşlı denmeden bütün Yahudiler sıkı bir askeri eğitimden geçirildi. Gününün en iyi silahlarıyla teçhiz edildi. İngilizlerin himayesinde Filistin köylerinde ve şehirlerinde büyük katliamlar yaptılar. Öldürdükleri Müslümanların evlerine, köylerine, mahallelerine yerleştiler. Askeri, coğrafik, ekonomik olarak büyüyen terörist örgüt Haganah`ın varlığı israilin kurulmasıyla sonuçlandı.
Mescid-i Aksa için de aynı plan yürürlüğe kondu. Mescid-i Aksa ve çevresi, Müslümanlardan soyutlanarak, izole edilerek ancak işgal edilebilirdi. Çünkü her Müslüman Aksa`nın birer koruyucusu ve muhafızıdır.
Bunun için Kudüs`e Yahudi yerleşim (işgal) yerleri sistematik bir şekilde kurulmaya devam edildi. Müslümanların evlerine, tarlalarına el konuldu. Aksa`nın çevresindeki camiler yıkılmaya ve sinagoglara çevrilmeye başlandı. Müslüman esnafların orayı terk etmesi için her yol denendi. Müslümanların Aksa`da namaz kılmasının, ilim öğrenmesinin ve dışardan ziyaretçi akışının önü kesildi. Öyle ki Aksa`nın etrafında oturan Müslümanlar, misafirliğe, taziye ve düğünlere bile giderken evlerinde nöbetçi birilerini bırakmak zorunda kalıyorlar. Eve geri döndüklerinde evlerinin Yahudiler tarafından işgal edilme tehlikesiyle karşılaşmak zorunda kalıyorlar. Arkeolojik kazılar adı altında Aksa`nın altı oyulmaya ve bir oldu-bittiyle yıkılması amaçlandı.
Ümmet genelinde gelişen siyasi durumlar, Siyonizm`e beklediği fırsatı altın tepside sundu. Dün, Kudüs için bir araya gelen, Siyonizm`e karşı savaşan Müslümanlar bugün birbirleriyle savaşır duruma geldi. Kudüs için toplanan kalabalıklar azaldı, toplanan maddi yardımlar başka yerlere akıtılmaya, basın ve medyadaki konu ve gündemler farklılaşmaya başladı. Bize çok yakın olan Aksa, artık gözlerimizden, kulaklarımızdan, gündemimizden ve gönlümüzden uzaklaştı…
Bütün bu olumsuzluklara rağmen ümitsiz değiliz. İman etmişsek -elhamdülillah iman etmişiz- üzülmeye ve gevşemeye mahal yoktur. Lehlerinde olan güç dengesine rağmen Siyonistler korkuyorlar. Aksa`yı işgal edemiyorlar. Oradaki kardeşlerimiz can siperane bir şekilde direniyorlar. Son olaylar ümmet genelinde Aksa lehine olumlu gelişmelerin yaşanmasına sebebiyet verdi. Cuma namazı çıkışında ümmet coğrafyasında bir canlanma bir hareketlenme gözlendi. Elbette ki bunlar yeterli değil ama küçümsememek lazım ve daha ilerisine gidilmeli. Efdal olan kötülük ve münkeratın elle kaldırılmasıdır ama kalple ve dille buğzetmek, sessiz kalmaktan evladır.
Aksa ve çevresi bereketlidir. Kendisi için çalışan, mücadele edenleri aziz kılar. Sırt çevirenleri de zelil eder. Aksa, tarihte iki defa fethedildi. Hz. Ömer döneminde ve Selahaddin`i Eyyubi eliyle. Bu iki mümtaz şahsiyetin hayatı tüm Müslümanlar için bir örnektir. Bu bereketli topraklar Selahaddinlerini çıkaracaktır. Aksa, körük gibidir. Şahsi, cemaatsel, mezhepsel çıkar ve menfaatler için kendisinin basamak ve merdiven yapılmasını asla kabul etmez, bunları eler, diskalifiye eder. Bu tür şahsiyetlere de ihtiyacı yoktur. Aksine bizim Aksa `ya ihtiyacımız vardır.
Tesadüf müdür, tevafuk mudur, bilinmez ama dün Siyonistlerce şehit edilen 3 şehidin de ismi Muhammed`dir. Elindeki bıçakla üç tane siyonisti öldüren, ikisini de yaralayan 17 yaşındaki gencin ismi de Ömer`dir. Ömer`in eylemden önce sosyal medyadaki paylaşımı ise işgale karşı yapılacak olanı haykırıyor. ‘Selahaddin`i bekleme, Sen Selahaddin ol…`
İnşallah Muhammed, Ömer, Selahaddinler çıkacak ve Mescid-i Aksa`yı tekrar özgürleştireceklerdir.