“…o gemiye şiddetli bir fırtına gelip çatar, her yerden onlara dalgalar hücum eder ve onlar çepeçevre kuşatıldıklarını anlarlar da dini yalnız Allah`a has kılarak: «Andolsun eğer bizi bundan kurtarırsan mutlaka şükredenlerden olacağız» diye Allah`a yalvarırlar. Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki onlar, yine haksız yere taşkınlık ediyorlar…” Yunus: 22-23
Bu ayeti kerime özelde denizin ortasında gemide fırtınaya maruz kalmış insanların ruh halini anlatsa da genel itibariyle bela ve musibet anındaki insanın psikolojisini anlatmaktadır. Sıkıntıya maruz kalınca Allah`a yalvarır, sözler verir ama sıkıntı bitince önceki hayatlarına devam ederler.
Ülke ve millet olarak hain 15 Temmuz askeri darbe girişiminin yıl dönümünü idrak ediyoruz. Bu darbe girişimi, zıtlıkları, değişik renkleri ve güzellikleri kendisinde barındırmaktadır.
Boğazına kadar ihanet içerisinde olan hainlerin yanında manevi anlamda azizlere yoldaş olanlar, ellerinde en ağır silahlar olduğu halde korkaklaşanların yanında gövdesiyle tankları durduran kahramanlıklara şahit olduk.
Bilgi küpü olduğu halde bilinç ve şuurdan nasiplenmemiş sözde aydın ve Prof.`ların yanında okuma- yazması olmayan ama şuurun zirvesini yaşayan, dostu ve düşmanı iyi tanıyan avam insanları gördük.
En yakınını kaybettiği halde Rabb`e şükür nişanesi olarak sevinç ve zafer gözyaşı döken mazlumları gördük.
Onlarca kamera kayıtları ve binlerce tanığın karşısında yalan ve takiyyeyi kendisine din edinmişlerin pişkince hali ve yalanlarına devam etmelerini ibretle izledik ve izliyoruz.
Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle tüm inananların birlik içerisinde nasıl bir güç ve kuvvet olunduğunu,
En büyük silahın tank ve top değil, iman ile donanmış kalpler olduğunu, Allah`ın va`dettiği yardımı gözlerimizle gördük.
Kur`an`da ifade edilen ‘summun, bukmun, umyun fehum la yerciun/ Sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler; artık onlar dönmezler` ayetinin manasını daha iyi anladık…
Denizin ortasında fırtınalı bir havada gemide çaresiz kalan insanlar gibi darbe karşısında, zalimlerin tank ve uçaklarla bombardımanı karşısında Allah`a sığındık. Darbeye karşı çıkan hiç kimse, ne Amerika`dan, ne Rusya`dan, ne Avrupa`dan ne de farklı devlet ve şahıslardan yardım istedi. İman silahıyla kuşanıp tekbirlerle, salavatlarla milyonlar meydanlara indi, tanklara gövdelerini siper ederek geçit vermediler. Allah da fırtına karşısında yardım isteyenlere yardım ettiği gibi kalplere sükûnet ve güven verdi. Düşmanların kalbine korku saldı, güçlü oldukları halde onları rezil etti. Tüm ümmete ve bizlere büyük lütufta bulundu.
Bundan sonra bize düşen gerisin geri dönmek değil, aksine şükrümüzü artırmak, Allah`a sığınmaya devam etmek ve O`nun emirlerine riayet etmektir.