Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir. (İsra:1)
İsra ve Mi`raç hadisesinin bir yıldönümünü daha idrak ediyoruz. 1400 yıl önce Allah Teâlâ Peygamberimiz Hz Muhammed aleyhisselam`ı bir gece vakti Mekke`den Kudüs`teki Mescid-i Aksa `ya, oradan da kendi katına çıkarmıştır. Bu gece yolculuğunda kendisine iltifatta bulunmuş, farklı bir zaman ve mekanda yolculuk ettirmiş, Cibril`in dahi çıkamadığı mekanlara çıkarmış, kendisine ve ümmetine hediyeler vermiştir.
Kudüs ve Mescid-i Aksa, ayetin fermanıyla etrafının bereketlendirilmiş olması, Müslümanların ilk kıblesi, semavi dinlerin çıkış noktası, İsra ve Miraç hadisesiyle birlikte bizim için önemi büyüktür. Kudüs, tarih boyunca iman-küfür, zalim-mazlum, müstekbir-mustazaflar arasındaki savaş ve mücadelenin kilidi ve mihenk taşı olmuştur.
Kudüs, özgür ise ümmet, aziz ve özgür olmuş, Kudüs, esir ve tutsak ise ümmet; tutsak, dağınık ve zayıf olmuştur. Kudüs, ümmetin, dirilişi, şahlanışı için bir sembol birlik ve beraberliği için harç görevi görmüştür. Kudüs`ün özgürlüğü için mücadele eden, bedel ödeyen şahıs, hareket ve devletler maddi anlamda zafer kazanmasalar da her daim aziz olmuştur. Bereketli mekanın her şeyi bereketli olur. Ki bu bereketi Allah Teâlâ vermişse kimse bu bereketi bitiremez ve sona erdiremez. Tarihte Nurettin Zengi, Selahaddin Eyyubi ve günümüzdeki Hamas hareketi bu bereketin en güzel örnekleridir.
Miraç gecesi idrak edilirken elbette ki dualar edilecek, nafile namazlar kılınacak, ibadetler edilecek, İsra ve Miraç olayının tarihsel gelişim süreci ve sonuçları anlatılacaktır. Bununla birlikte Kudüs ve Mescid-i Aksa`nın önem ve mahiyeti, bu mübarek beldenin işgal altında olduğu, Siyonist oyun ve tezgahlarıyla her gün yıkıma doğru gittiği de söylenmeli, anlatılmalıdır. Binlerce yıldır Mescid-i Aksa`da susturulamayan ezanın susturulduğu ve adım adım elimizden gittiği gözler önüne serilmelidir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, tutsak iken Müslümanların oturmasının, birbirleriyle uğraşmasının, kendi aralarında savaşılmasının caiz olmadığı hatip, imam, yazar ve kanaat önderlerimizce her tarafta haykırılmalıdır.
Ümmet üzerine oynanan tüm oyun ve desiselerin temelinde Siyonizmin güvenlik ve bekası için kurgulandığı ve yürürlüğe girdiği görülmelidir.
İsra ve Miraç gecesi Kudüs ve Mescid-i Aksa şuur ve bilincinin aşılandığı, şuurunun arttığı, özgürlüğüne adım adım yaklaşıldığı gün ve geceler olmalıdır. Bu gün ve gecede ümmet coğrafyasının her noktasında Kudüs`ün özgürlüğüne kavuşması için paneller, seminerler, yürüyüşler, programlar tertip edilmelidir. Nurettin Zengi, Selahaddin Eyyubi, İzzettin Kassam, Şeyh Ahmet Yasin, Rantisi ve Kudüs`ün özgürlüğü için hayatını feda eden kahramanların şanlı mücadeleleri belleklere kazanılmalıdır.
Her genç bir Nurettin bir Selahattin olmaya; her anne bir Selahattin doğurma ve yetiştirmeye çalışmalıdır. İşte o zaman Kudüs özgürleşecek, ümmet birleşecek ve gerçek Miraçları hep birlikte idrak edeceğiz.
Miraç Kandilimiz mübarek olsun…