Hz. Peygamber Mekke`de kaldığı süre içinde bazı sahabeleri şehrin çevresindeki kabilelere ait putları yıkmak üzere görevlendirdi. Yıkılan putlar arasında Menât, Süvâ‘ ve Uzzâ da bulunuyordu. Ardından yine şehre yakın bazı kabileleri İslâmiyet`e davet etmek için seriyyeler düzenlemeye başladı. Şevval 8 (Şubat 630) tarihinde Hâlid b. Velîd`i 350 kişilik bir birliğin başında, Mekke`nin güneyinde yaşayan Cezîme b. Âmir kabilesine gönderdi. Hâlid onlardan silâhlarını bırakıp Müslüman olmalarını istedi. Tartışmalardan sonra silâhlarını bırakmaya rıza gösterdiler ve Müslüman olduklarını ifade etmek üzere “dinimizi değiştirdik” anlamında “sabe`nâ” dediler. Ancak onların bu sözleriyle net bir tavır ortaya koymadıklarını düşünen Hâlid daha önceki düşmanlıklarını da hesaba katarak kimisini öldürdü geriye kalanları da esir alıp askerleri arasında taksim etti, ertesi sabah da öldürülmelerini emretti. Süleymoğulları`na mensup askerler emri yerine getirerek otuz kadar esiri öldürdü. Muhacir ve Ensara mensup sahâbîler ise Müslüman olduklarına kanaat getirerek esirlerini serbest bıraktılar. Bu gelişmeleri Mekke`ye kaçıp gelen bir esirden öğrenen Hz. Peygamber çok üzüldü. Hâlid`i onların Müslüman olup olmadıklarını tesbit hususunda acele etmekle suçladı ve ayakta, kıbleye yönelerek, iki elini, koltuk altları görünecek şekilde kaldırarak “Allahım, Hâlid`in yaptıklarından berîyim!” “Allahım, Hâlid`in yaptıklarından berîyim!” “Allahım, Hâlid`in yaptıklarından berîyim!” buyurarak onun bu davranışını tasvip etmediğini gösterdi. Bununla yetinmeyerek kendi yerine en yakını olan Hz. Ali`yi Cezîme kabilesine gönderip öldürülenlerin diyetlerini kırılan köpek kaplarına kadar fazlasıyla ödetti ve gönüllerini aldı.
Şırnak`ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde sınırda mazot ticareti yapan köylüleri Türk f-16 ları Pkk`lı diyerek bombaladı. Saldırıda ilk belirlemeler göre 35 kişi feci bir şekilde can verdi.
 
1400 sene önce Asr-ı Saadet döneminde, Peygamberimiz aleyhisselatu vesselamın atadığı bir kumandanının yapmış olduğu yanlışlık ile Uludere`de gerçekleşen vahşeti ve şahısları asla ve kat`a kıyaslamıyorum. Uludere`de gerçekleşen vahşetin teknik boyutlarına, olabilecek komplo teorilerine, dökülen kanlar üzerinden palazlanmak isteyen Pkk, Bdp`ye, Kürd halkının mazlumiyetine ve tarih boyunca uğradığı katliamlara da girmek istemiyorum.
Bu vahşetle ilgili olarak sadece şuna vurgu yapmak istiyorum.
 
Hâlihazırda devletin icra makamının başı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`dır. Kendisi Siyerden, Peygamberimiz aleyhisselatu vesselamın hayatı ve mücadelesinden, Halid b. Velid`in bu yanlışının telafisi için neler yaptığından haberdardır. Kısa bir süre önce kendisi döneminde olmayan Dersim Katliamından dolayı devlet adına özür dilemişti.
Uludere`de gerçekleşen bu katliam kendi hükümetinin döneminde gerçekleşmiştir. İcranın başı olarak derhal Uludere`nin Ortasu köyüne giderek devlet adına özür dilemeli, bu mazlum insanların acılarına ortak olmalı, tazminat başta olmak üzere maddi noktada gereken ne ise yapmalı, insanları, fakirlikten dolayı bu zor ve tehlikeli yollarla geçimlerini sağlamaktan kurtaracak tedbirleri almalıdır. Bu olayı yapanlar hakkında ivedilikle soruşturma başlatmalı,  gereken cezalar verilmeli ve bu tür olayların tekrarlanmaması için gereken tedbirleri almalıdır.
 
Eğer bunları yapmaz, bundan beri olduğunu sözlü ve fiili olarak gerçekleştirmezse -Allah muhafaza- bunun uhrevi vebali büyük olacaktır. Çünkü Allahu Teâlâ zulmü, kendisine haram kıldığı gibi insanlara da haram kılmıştır. Haksız yere bir canı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmekle eşdeğer kılmıştır.