Amerika ile Rusya arasında Suriye ile ilgili anlaşmazlık iki güç arasında ipleri koparma noktasına getirdi. Bu restleşme ve ilişkilerin kopması bölgeyi ve özellikle İslam coğrafyasını nasıl etkileyecek, var olan sorunlarımız ve acılarımız katmerleşerek artacak mı yoksa azalacak mı?

Bu gelişmenin kendine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. 20. Yüzyıl`ın ilk çeyreğinden itibaren dünya iki kutuplu merkez haline geldi. İdeoloji ve fikir olarak ikisi de Batı menşeli olmasına karşın Rusya, Doğu bloğunu, Amerika ise Batı bloğunu temsil etti. Bu iki güç arasındaki çekişme, mücadele ve çatışmalar salt kendileriyle sınırlı kalmadı, dünya genelinde bir çekişme ve kaosa neden oldu. İki güç, direk karşı karşıya gelmeseler de başka topraklar ve güçler üzerinden vekâlet savaşı verdiler. Karşı tarafın hegemonyasında olan ülkelerde ekonomik, siyasi, askeri darbe ve kadife devrimler yaptırıldı. Bu devrimlerle kendilerine yakın olan hükümetler veya iktidarlar işbaşına getirilmeye çalışıldı. Amerika, Vietnam, Küba, Nikaragua, Bolivya, gibi yerlerde yerel güçlerin yanında Rusya ile direk savaştı. Afganistan`ı işgal eden Rusya`ya karşı Amerika, yerel güçler ve bazı silahlı gruplara her türlü desteği vermekten çekinmedi. Yerine göre bu ortam mazlum ezilenler için kısmi de olsa nefes aldırırken bazen de karşılıklı anlaşmalarla da büyük katliam ve zulümlere ses çıkarılmadı.

Bu iki bloklu denge, Varşova Paktı`nın dağılması, Rusya`nın ekonomik, siyasi ve askeri açıdan zayıflayarak kendi kabuğuna çekilmesine kadar devam etti. 1990`lardan itibaren dünya tek kutuplu bir hüviyete büründü. Dünya`da, Amerika`nın tek süper güç olarak kalmasıyla denge bozuldu. Her şey onun zalim ve vicdansız insafına terkedildi. Bu süre zarfında Irak ve Afganistan işgal edildi. İsrail iyice kudurdu.  El Kaide ve terörle mücadele altında birçok İslam ülkesine askeri müdahale ve saldırılar yapıldı. Varşova paktına bağlı ülkeler NATO`ya alındı. Ukrayna, Gürcistan ve Rusya`ya komşu ülkelerde kadife devrimler yaptırıldı. Eski süper güç Rusya, zayıflatılmaya etrafı kuşatılmaya ve uzuvları birer birer kesilmeye çalışıldı.

Amerika`nın liderliği,  acımasız bir KGB ajanı ve soğuk savaş dönemini yaşamış olan Vladimir Putin`in Rusya`nın başına gelmesiyle işler değişti. Putin, eski Rus Çarı 1. Petro gibi Rusya`yı bu durumdan kurtarmak için üstün çaba sarf etti. Askeri bakımdan dökülen orduyu modernize ederek operasyonel güç haline getirdi. Etrafındaki kuşatmayı kırmak için Avrasya Paktı`nı kurdu.  Şangay Beşlisi`ni daha aktif hale getirdi. Batı`ya ve dünyaya ben de varım mesajını vermek için içerde ve dışarda agresif davranarak demir yumruğunu gösterdi. Kırımı ilhak etti, Ukrayna`da iç savaş çıkarttı. Savaş için Batı`ya meydan okudu. Uçak krizi dönemi haricinde ilişkileri olabildiğince geliştirme yoluna gittiği Türkiye`yi Batı ve NATO`dan koparmak için olabildiğince çaba harcadı. Batı dünyası ekonomik yaptırım ve müeyyidelerle karşı hamleler yapsa da Rusya ve Putin`in ihtiraslarını yenmeye yetmedi. En son Suriye iç savaşı patlak verince Esed`in yanında vekâlet savaşına girdi. Bu da yetmeyince Işid bahanesiyle direk devreye girerek askeri manada bölgeye iyice yerleşti. İlk defa kendi toprakları dışında hava savunma sistemlerini Suriye`de kurdu. Ki Işid ve muhaliflerin elinde ne savaş uçağı ne de balistik füzeler var. Bu sistem direk Amerika ve müttefiklerine karşı kuruldu. Zaten sıcak olan bölge daha da ısınmaya, soğuk savaş rüzgârları yeniden esmeye başladı.

Meseleye herkes kendi penceresinden bakarak yorumluyor. Biz de kendi penceremizden bakarsak:

Amerika, Rusya ve diğer batılı güçlerin tümü emperyalist, birbirinden necis, kan içici ve kötüdürler. Tek dertleri menfaat ve çıkarlarıdır. Dost gibi gözükerek yüzümüze gülseler de menfaat ve çıkarlarından dolayıdır. Bunlardan ne dost ne de müttefik çıkar. Olması gereken Müslümanların dünyanın hâkimiyetini ele geçirmeleri, hak ve adalet üzere idare etmeleridir. Maalesef Müslümanlar olarak şu an öyle bir pozisyonda değiliz.  Geriye kalan,  biz bu güçler arasındaki çekişme ve kaos ortamından nasıl istifade edebilir, dökülen Müslüman kanını nasıl durdurabilir, savaş ve yıkımı coğrafyamızdan nasıl uzaklaştırabiliriz olmalıdır. Bunu başaramazsak Allah muhafaza evimizde, bahçemizde, köyümüzde, Irak`ımızda, Suriye`mizde, Afganistan`da tepişen, birbirleriyle hesaplaşan Amerika, Rus fillerinin altında yıkım ve ölümü yaşamaya devam edeceğiz.