Müslüman olduğundan dolayı esir edilen, tutuklanan bir Müslüman`ın esaretten kurtarılması ümmetin boynunda bir vebaldir.
İslam fıkhı; Müslüman esirlerin serbest kalması fidye ile mümkün ise Müslümanların elinde tek bir dirhem kalıncaya kadar harcamasını; eğer fidye karşılığında serbest bırakılamıyorsa yine ümmetin tüm imkânlarını seferber edip esirleri kurtarmasını şart koşmuştur.
Tarihte Müslüman esirlerin kurtarılması için birçok yol ve yöntem kullanılmıştır. Yerine göre fidye, yerine göre askeri operasyonlar yerine göre de esirlerle takas için düşmandan esirler alınma yoluna gidilmiştir.
Hazreti Ebubekir, müşriklerin elindeki köle Müslümanları kurtarmak için neredeyse malının hepsini harcamıştır. Bu yolla Allah ve Resulünün rızasını kazanmış ve Müslümanlara örnek olmuştur.
Günümüzde fidye karşılığında esirlerin kurtarılması neredeyse mümkün olmamaktadır. Bunun yerine dünya kamuoyunda o ülkeye yönelik baskı oluşturmak, esirleri askeri operasyonlarla kurtarmak, takas için düşmandan esirler almak kullanılan en etkin yöntemlerdir. Özellikle İslami hareketler düşmandan esirler elde etme yöntemiyle kendi esirlerini kurtarma yolunu denemektedirler. Filistin İslami direnişi HAMAS ve Lübnan Hizbullah`ı siyonistlere karşı bu yöntemi geçmişte başarılı bir şekilde uyguladılar ve halen de uygulamaktadırlar. Çünkü Yahudi inancı esir bir Yahudi`nin –ölü de olsa, bedenin tümü değil de vücudun bir parçası da olsa- kurtarılmasını tüm Yahudilere farz kılmıştır.
siyonist israil, beş yıl önce Müslüman direnişçiler tarafından esir alınan asker Gilad Şalit`e karşılık 1027 Filistinli esiri serbest bırakmayı kabul etti. Anlaşma gereği 1027 esirden ilk etapta 450`si serbest bırakıldı ve geri kalanı da iki ay içerisinde serbest bırakılacak. Bırakılanlar arasında 27 bayan esir de bulunuyor.
Bu anlaşmayı herkes kendi dünya görüşüne ve bağlı olduğu yerlerden aldığı talimatlar doğrultusunda yorumlamakta ve tahlil etmektedir.
Her şeyden önce bu anlaşma Allah`ın özelde Filistin İslami direnişine genelde tüm İslam âlemine bir yardımı, lütuf ve keremidir. Yıllardır verilen mücadelenin, ne pahasına olursa olsun izzetli duruşun bir sonucu ve ödenen bedelin bir semeresidir. Müslümanların işgal altındaki topraklarını ve esir kardeşlerini kurtarmak için gösterdikleri fedakârlığın bir nişanesidir. Siyonistlerin içinde oldukları çıkmazın, çaresizliğin bir göstergesidir. Gazze gibi ambargo altında olan küçüçük bir coğrafyada kaçırılan askerini bırak kurtarmayı izini dahi bulamayan siyonistlerin tükenişidir. Direniş ve direnişin sabrı karşısında yenilgiyi kabullenmesidir.
Bu olayla özgürlüklerine kavuşan Müslümanlar ve aileler Kurban bayramı öncesi büyük mutluluk yaşarken; büyük emekler harcayarak zulümle zindanda tuttukları Müslümanları kendi elleriyle salıveren siyonistler açısından yas ve matemdir... Serbest bırakılan esirlerin belirlenmesinde ortaya konulan kriterler ve sınıflama ile İslam`ın adaleti ve yüceliği bir kez daha ortaya konulmuştur. Salt HAMAS`lı esirler değil, tüm Filistinli esirlerin pazarlık konusu yapılması, hepsinin bırakılması için çabanın gösterilmesi bir kez daha nifak ve fitne çıkarma peşinde olanların plan ve desiselerini akamete uğratmıştır.
Elbette bu olay İslami direniş açısından nihai bir zafer değildir. Bırakılan esirlerin dışında israil zindanlarında halen binlerce esir bulunmaktadır. Ama bu olay zafere giden yolun bir kilometre taşıdır. Mücadele devam ettikçe esirler, gaziler, şehitler verilecektir. Bu mücadelenin şe`nindendir. Ümit ve temennimiz yeryüzünün neresinde olursa olsun tüm esir Müslümanların bir an önce özgürlüklerine kavuşması için ümmetin üzerine düşeni yapmasıdır.