Ümmet olarak bir Ramazan ayı ve bayram arifesinde zor bir imtihan ve süreçten geçiyoruz. Bir hareket veya bir devletin vereceği karar sadece kendini ve içinde bulunduğu zaman anını bağlamamakta aynı zamanda tüm ümmeti, kendisinden sonra gelecek zaman ve nesilleri de olumlu-olumsuz, ama külfet ama nimet olarak etkilemektedir.

Rahmetli Hasan el Benna, 1938`de İhvan hareketinin temelini attığında bu hareketin büyüyüp ümmeti etki alanına alacağını,  bu fikir ve düşüncelerden etkilenen insanların İhvan çatısı altında veya değişik isimler adı altında cemaatler, hareketler kuracağını, yerine göre tek başına yerine göre koalisyonlarla devletler idare edebileceğini hesap etmiş miydi acaba?

İhvan hareketi, Mısır`ın sınırlarını aşarak tüm Arapları, Türkleri, Kürtleri, Farsları ve ümmete mensup diğer kavimleri etkiledi. Etki alanı geliştikçe kullandığı yöntem ve teknikler de ortam ve şartlara göre farklılık arz etti. Kendisini bağlayacak, savunmasız bırakacak, düşmanın kara vicdanına terk edecek söylemlerden uzak kaldı. Gerektiği zaman silaha sarılmaktan çekinmedi.  Siyonistlere karşı Filistin`de silahlı mücadeleyi başlattı, kıt imkânlara rağmen oluşturduğu askeri güçle Arap devletlerinin yenemediği İsrail ordusunu yendi ve karizmasını yerle bir etti.  Hama`da zalim Hafız Esed`e karşı silahlı kıyam gerçekleştirdi. Ama doğduğu topraklar olan Mısır`da hiçbir zaman silah (şiddet) kullanmadı. Tüm tahrik, zorlama ve gerekliliklere rağmen Mısır`da silahı bir yöntem olarak benimsemekten kaçındı.

Hasan el Benna şehit edildi, Abdulkadir Udeh, Seyyit Kutup idam edildi,  onbinlerce üyesi zindanlara atıldı, ama silaha başvurmadı. İhvanın iktidarını ve halkın oylarıyla işbaşına gelen Muhammed Mursi`yi deviren Batı destekli Sisi`ye karşı yine silaha başvurmadı. Rabia Meydanında çocuk ve kadınların da aralarında olduğu binlerce masum insanın katledilmesi, Muhammed Mursi, Biltaci ve Bedii gibi hareketin lider kadrosunun idama mahkûm edilmeleri karşısında yine silaha başvurmadı. Tutuklu ailelerine yardım için toplanan 13 ihvan yetkilisi ve üyesinin çatışma süsü verilerek vahşice infaz edilmesine karşı da aynı cümle tekrarlandı. ‘Biz kesinlikle silaha başvurmayacağız`

Peki, idamlar gerçekleşirse ne olacak, sorusu karşısında görüştüğüm İhvan yetkilisi aynı cümleyi tekrarladı ‘asla silaha başvurmayacağız` ve ekledi, ‘gençlerimizi zapt etmekte zorlanıyoruz. Gençler bu durumu asla kabul etmiyorlar. İdamlar gerçekleşirse gençler nasıl bir tavır takınır, meçhul…”

İhvan, silah kullanılmasına şu nedenlerden karşı çıkıyor:

Buna askeri olarak hazırlıklı değiliz. Savaş, ülkeyi bir enkaza dönüştürür. Suriye`nin hali göz önünde. Savaş bitse zafer kazanılsa dahi ülke kendini uzun süre toparlayamaz.

Mısır ordusu güçlüdür, İhvan da güçlüdür. Amerika ve İsrail, hem orduyu hem de İhvanı zayıflatmak için ikisini birbirine kırdırtmak istiyor. Böylece sahipsiz bir Mısır görmek istiyor.

Tüm hareketlerin ağabeyi konumunda olan İhvan, silaha başvurmadıkça diğer cemaat ve hareketler de asla silaha başvuramaz.

İhvan silahla arasına kesin mesafe koyadursun Sina bölgesinde Mısır askeri noktalarına art arda saldırılar gerçekleşti ve onlarca askerin öldüğü, bedevi kasabası olan Şeyh Zuveyd`in kontrolünün Işid'e geçtiği ve Sisi`nin Siyonistlerden yardım istediği haberleri geldi.  Bu saldırıları takiben Kahire`de İtalyan elçiliği yakınında bir patlama oldu. Tüm bu saldırıları Işid üstlendi ve devamının geleceğini de belirtti. Işid, hedefinin salt Mısır askerleri olmadığını esas hedefinin Filistin İslami hareketi Hamas olduğunu belirtti. Gazze`yi ele geçirip uygulanmayan şeriatı –nasıl bir şeriat ise- uygulayacakları tehditlerini savurdu. Müslüman, mücahidim diyenlere yakışan; Hamas ile bir olup Telaviv`i Siyonistlerin başına yıkmak ve Kudüs` işgalden kurtaracaklarını söylemeleriydi. Ne yazık ki bunu söylemediler.  

Sina bölgesi Hamas, Mısır ve İsrail için kritik bir bölge. Özellikle oradaki halkın yıllardır dışlanmış, geri bırakılmış ve devlet tarafında üvey evlat muamelesi görmesi;  İsrail ile yapılan anlaşma gereği Mısır ordusunun bölgeye ağır silahlar koyamaması, güvenliği aşiretlerin sağlıyor olması başlı başına büyük sıkıntı.

Işid`in bu bölgede güçlenmesi ve Gazze`ye saldırması Hamas, Kudüs davası ve ümmet açısından bir yıkım olacaktır. Siyonistlerin bu bölgeye müdahalesini ve Işid bahanesiyle Gazze`ye karşı saldırılarına da kılıf olacaktır.

Esas sıkıntı İhvan açısından olacaktır. Sisi`nin zulümlerinden dolayı kin ve nefretle dolmuş genç tabanını nasıl kontrol edecek,  genç tabanının Işid'e kaymasını ve Işid belasını nasıl bertaraf edebilecek? Müslümanların kazanımı, ülkenin alt yapısı, üst yapısı endişesiyle silaha başvurmayan İhvan, ülkenin ne altyapısı, ne üst yapısı, ne de Müslümanların kazanımı diye bir endişesi olmayan Işid`ı nasıl durdurabilecek?  

Allah Teâlâ`nın şeytan ve uşaklarının plan ve desiselerini başlarına geçirmesi temennisiyle Ramazan Bayramınız mübarek olsun.