Diyarbakır`da hafta sonu (7-8 Mart) gerçekleştirilen ‘Kürt Meselesine İslami Çözüm Çalıştayı`na katılma fırsatım oldu. Öncelikli olarak bu çalıştayı düzenleyen, konuşan, sunum yapan ve emeği geçenlere teşekkür ederim, Allah kendilerinden razı olsun. İki gün boyunca süren çalıştaya Türkiye`nin dört bir tarafından 3500`den fazla kurum ve kuruluş destek verirken 600 delege de hazır bulundu. Sunum ve konuşmaları dinleme,  katılımcılarla birebir konuşma,  görüşme ve karşılıklı fikir teatisinde bulunma fırsatı açısından da şahsım açısından çok faydalı oldu. İnanıyorum ki tüm katılımcılar aynı fikir ve kanaattedir.

Tertip komitesi yetkililerinin açıklamalarına göre bu çalıştayın gerçekleşmesi için yaklaşık 4 ay harıl harıl çalışılmış, ziyaretler, istişâre ve görüşmeler gerçekleştirilmiş.

Yıllardır ümmetin emek ve enerjisini heba eden, kardeşi kardeşe kırdırtan, emperyalistlerin ümmet üzerindeki her türlü oyun ve entrikalarını içerisinde barındıran çetrefilli Kürt meselesinin bir çalıştayla çözüme kavuşması elbette ki beklenmemelidir. Sadece Kürt meselesi açısından değil, Müslümanlar arasındaki sorun ve problemlere de derman olması beklenmemelidir. Ki bu çalıştay bir vahdet projesi değil ama vahdete giden projenin bir tohumu, nüvesi ve mukaddimesi olma potansiyelini kendisinde barındırmaktadır. Tabii ki iyi değerlendirilebilirse. İnşaallah, tüm Müslümanların özlemini çektiği vahdet de bir gün gerçekleşir.

Bir katılımcı olarak Çalıştayı eksi ve artılarıyla değerlendirecek olursam:

Gecikmiş, ötelenmiş ama henüz fırsatın kaçmadığı zararın neresinden dönülse kardır, bakış açısıyla yerinde ve olması gereken bir adımdı.

Kendi alanında bir ilk olan böyle bir çalıştayın toplanması, birbirine kırgın, dargın, yerine göre birbirine selam vermeyen Müslümanların kendi sorunlarını çözme iradesini göstermesi, bir araya gelmesi ve uyum içerisinde hareket etmesi başlı başına bir başarıdır.

Tüm katılımcılarda bir heyecan, coşku, samimiyet ve güven vardı. Katılımcılarda, sırf katılmak, davete icabet etmek, ‘maksat dostlar pazarda görsün` mantığı değil; sorun ve problemleri çözme irade ve azmi vardı. Müslümanların kendilerine olan güvenleri tazelendi.

‘Müslümanız, kardeşiz, aynı Allah ve Peygambere inanıyoruz, Kur`an ve Sünnet, sorun ve problemlerimizi çözmemiz için bize yeter. Çözümü dışarda ve başka ideolojilerde aramak beyhudedir, sorun ve problemlerimizi kendi aramızda çözebilecek erdeme sahibiz`, görüşünün ortaya çıkması sevindiriciydi. Müslümanlar bir araya geldiklerinde, hak ve adalet üzerinde anlaşıp hareket ettiklerinde düşmanları bile onlara itimat edecektir.

Bu çalıştay, Diyarbakır ve sadece Kürt sorunuyla sınırlı kalmamalı, kapsam ve içerik genişletilmelidir. Farklı zaman ve mekânlarda, ümmetin diğer sorun ve problemleriyle ilgili çalıştaylar da düzenlenmeli, ama öncelikli olarak en yakınımızdaki kendi sorun ve problemlerimizi çözebilmeliyiz.

Bu çalıştaylara katılmayanların veya ziyaret edilmeyenlerin de ziyaret edilerek katılmaları sağlanmalıdır. Herkesin kendisini burada ifade edebilmesine imkân ve ortam sağlanmalıdır. Ama ortak istişare ve müşavere sonucu çıkan kararlara da herkes saygı duymalıdır.

Bu tür ortaklaşa yapılan çalışmalar; zorlu, zahmetli, stresli ve sabır isteyen işlerdir. Olabildiğince geniş ve sabırlı olunmalıdır.

Basın ve medya yeterince ilgi göstermedi. Basın ve medyanın görmesi gereken ilgi ve alakayı göstermesi için daha fazla gayret gösterilmelidir.

Bu çalıştaydaki sunum ve konuşmalardan oluşan DVD`ler çoğaltılarak tüm kurum ve kuruluşlara gönderilmeli, hatta kitap haline getirilerek bastırılmalıdır.

Tüm konuşmacı ve sunumcular erkeklerden oluşmaktaydı. Kürt sorununun mağdurları hem erkek hem de kadınlardır. Kürt sorununun kadın üzerindeki mağduriyetini anlatan bayan konuşmacılar da olabilirdi.

Tüm katılımcı ve sunumcular Türkiye içerisinden idi. Türkiye dışından özellikle Irak, İran ve Suriye Kürdistanı`ndan, Avrupa`da muhaceratta olan delege ve konuşmacılar da olabilirdi. Bu, çalıştaya hem renk hem de zenginlik katardı.

Tüm delegeler olmasa da özellikle Diyarbakır`a ilk defa gelen delegeler ve konuşmacılar vardı. Bunlara yönelik Diyarbakır`ın tarihi ve önemli mekânlarını tanıtan bir günlük de olsa bir gezi programı olabilirdi.

Elbette ki bu çalıştayın orta ve uzun vadede çok etki ve yankıları olacaktır. Temenni ve umudumuz, Kürt sorunu gibi ümmetin tüm sorun ve problemlerinin İslamî referanslı olarak çözüme kavuşmasıdır. Ki başka yol da yoktur.