Uluslararası Ceza Mahkemesi, (UCM) Gazze'de savaş suçu işledikleri gerekçesiyle Siyonist işgal rejimi elebaşları Binyamin Netanyahu ve Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkardı.

Mahkeme, suçlamalar arasında cinayet, zulüm ve diğer insanlık dışı eylemlerin bulunduğunu açıkladı.

Bu karar olumlu, tarihi, sevindirici, ileriye dönük umut veren bir karar olmakla birlikte gecikmiş bir karardır.

Bu kararı kendi ortam ve şartlarında değerlendirmek lazım.

Bu kararı çok basit ve önemsiz görmek doğru olmadığı gibi nihai bir zafer görmek de doğru değildir.

Bu karar tek başına Siyonistlerin soykırımını durdurmaya yetmeyecektir. Filistinlilerin gasp edilmiş haklarını ve işgal edilmiş topraklarını geri getirmeyecektir.

Mevcut uluslararası sistem ve ABD’nin sınırsız desteği altında mahkemenin yakalama kararının yerine getirilmesi kısa sürede belki de mümkün olmayacaktır.

Ama bu karar 124 ülkenin taraf olduğu uluslararası bir mahkemede siyonist elebaşlarının cinayet, zulüm ve diğer insanlık dışı eylemlerinin yanında "açlığı silah olarak kullanmak"  suçlarını işlediğini teyit etmesi ve karara bağlaması açısından önemlidir.

Uluslararası arenada dokunulmazlıkları olan ve Siyonist elebaşlarının mahkûm edilmesi açısından tarihi bir karardır.

Bu karar siyonistlerin dokunulmazlık zırhını delmesi açısından önemlidir.

Siyonist işgal rejiminin BM Genel Sekreteri António Guterres’i ‘istenmeyen adam’ ilan ettiği, bütün dünyanın gözü önünde Filistinlilere yönelik soykırımı devam ettirmesi, Netenyahu ve Mossad’ın UCM savcısını tehdit ettiği bir dünyada bu kararın alınıyor olması değerlidir.

Karara siyonist israilden ve ABD’den en üst düzeyde tepkiler geldi.

Siyonist rejimin Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog,  tutuklama emri için "saçma bir karar, Adalet için karanlık bir gün" açıklamasını yaptı.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada UCM kararının antisemitik ‘israil, saçma yalanları kategorik olarak reddediyor. Netanyahu, israil'in tüm savaş hedeflerine ulaşılana kadar baskılara boyun eğmeyecek, caymayacak ve geri adım atmayacaktır” açıklaması yapıldı.  

Beyaz Saray Sözcüsü, "ABD, Mahkemenin israilli üst düzey yetkililere tutuklama emri çıkarma kararını temelden reddediyor. Bundan sonraki sürece ilişkin israil ve diğer ortaklarıyla koordinasyon halinde olacaklarını” belirtti.

Sonuçta bu soykırımın ortağı olan ABD’den farklı bir açıklama ve tavır beklemek doğru olmaz.

Bu suçun esas faili ve suç ortağı ABD’dir. Bu cürümleri Netenyahu ve Galant tek başına işlemedi. Bu soykırım suçuna iştirak eden bütün zalimler yargılanmalıdır.

Bu yargılamanın ilerisi ve devamı ABD’li yetkililerin de yargılanması olmalıdır ve inşallah olacaktır.

Diğer taraftan AB, Türkiye, Direniş hareketleri bu karardan memnuniyetlerini dile getirdiler.

Sonuçta bu karar mücadelenin bir aşaması ve safhasıdır. 2 yıl önce bu kararın çıkmasına ihtimal verilmiyordu. ABD’ye rağmen bu karar çıktı.

İnşallah, bu kararların gereği yapılacak ve arkasından daha önemli kararlar çıkacaktır.

Öyle ki yeryüzü Siyonistlere dar gelecek, hiçbir yerde rahat olmayacaklardır.

Filistin dahil dünyanın hiçbir ülkesinde ve toprağında kendilerini eman ve güven içinde hissedemeyeceklerdir ve kimse onları kabul etmeyecektir…