Kudüs, tarihte iki defa fethedilmiştir. Birincisi; Hz. Ömer tarafından fethedilmiştir. Tek bir ok atılmadan, bir kişinin bile burnu kanamadan Kudüs’ün anahtarları Hz. Ömer’e gönül hoşluğu içinde teslim edildi. İkincisi; Selâhaddîn-i Eyyûbî tarafından Haçlı işgalinden kurtuldu. Esasında burada da her ne kadar kuşatma ve saldırılar olmuş olsa da şehir Selahaddin’e teslim edildi. Bu iki mümtaz şahsiyetin ortak özellikleri var idi. İkisi de çok salih, muttaki ve muhlis şahsiyetlerdi. Mal-makam, para-pul derdinde değillerdi. Sarayları olmayan tarihteki nadir komutan ve devlet başkanlarından idiler.
Vefat ettiklerinde varislerine para-mal namına miras bırakmadılar. Kudüs, mübarek bir belde ve kutsal bir şehirdir. Onun fethi herkese nasip olmaz… Günümüzde de onu fethedecek komutanlar da selefleri gibi salih, muttaki ve muhlis olmalılar. Şehit Yahya Sinvar… Allah rahmet eylesin.. Özgür iken, 23 yılık esaret altında iken, hayatta iken ve şehit olur iken de davasına hizmet etti. Her daim Kudüs davasına nasıl hizmet edebilir, nasıl özgürlüğüne kavuşturabilirim, nasıl Siyonist işgali bitirebilirim, düşüncesinde idi. Bunu kendine bir yaşam düsturu edindi. Hayat ve mücadelenin yegâne amacı bu idi. Ne mal, ne makam, ne yaşam konforu, ne evlad-u iyal…
Ne işkence ne zindan ne de ölüm korkusu, onu davasından ayıramadı. Dost ve düşman onun hakkında farklı bir söz söylemedi. Nice insan onun gibi şerefli bir ölümü arzuladılar… Şehit olduktan sonra onun özelliklerini yeni yeni öğrenmeye başlıyoruz.
Düşman hatta dostları bile Sinvar’ın en ön safta mücahitlerle birlikte cihat ettiğini bilmiyor, tahmin bile edemiyordu. Ama öğreniyoruz ki hep en ön safta cihadı idare ediyordu. Yine şehit olduktan sonra ortaya çıktı ki, sıradan bir mücahit gibi belki de onlardan daha zahit bir hayat yaşıyordu. Siyonist israil rejimi, onun naaşında yaptığı otopsi raporuna göre, şehadetinden önceki son üç gün içerisinde yemek yemediği ortaya çıktı. Bu durum, Salih komutan ve mücahitlerin sahada Siyonistlere karşı savaştığını gösteriyor.
Salih ve muttaki komutanların varlığı, Siyonist işgalin sona ereceği ve Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşacağı günlerin çok uzak olmadığının alametidir inşallah…