‘…Bir adam, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e:

– Ey Allah’ın Resûlü! Allah’a yemin ederim ki ben seni seviyorum, dedi. Resûlullah o kişiye:

– Sen ne söylediğini iyi düşün? diye buyurdu. Adam:

– Allah’a yemin ederim ki ben seni seviyorum, dedi ve bu sözünü üç defa tekrarladı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:

– Eğer beni seviyorsan, o halde fakirliğe karşı kendine bir zırh hazırla. Çünkü fakirlik, beni sevene yüksekten inen bir selden daha çabuk ulaşır” buyurdu. (Tirmizî, Zühd 36)

Hadiste sevginin karşılığı ‘fakirlik’ olarak ifade edilse de başa gelecek sıkıntılar, bela ve musibetler, insanlardan gelecek sözlü ve fiili saldırılara da hazırlıklı olmasını hatırlatmıştır.

Tarihte en büyük bela ve musibetlere uğrayanlar Peygamberlerdir.

Ondan sonra onların arkadaşları ve tarih boyunca yollarını takip edenler olmuştur.

Bu, sünnetullahın değişmez bir kaidesidir.

Türkiye’de son günlerde HÜDA PAR’a yönelik çok çirkin bir iftira ve linç kampanyası başlatılmış durumda.

İçerden ve dışardan, basın ve sosyal medyayla, partili-partisiz, birçok ulusal kanaldaki sözde koca koca gazeteci ve analizciler, mecliste bulunan CHP, DEM ve türevlerinden dağdaki silahlı elebaşlarına kadar herkes kendi cephesinden HÜDA PAR’a saldırmakta, tehditler savurmaktadır.

Bu saldırının çapı, büyüklüğü, sürekliliği; bir örgüt ve yapıyı aşmaktadır.

İçerde ve dışarda birçok parti ve yapıyı organize eden kolektif bir akıl ve güç var.

Bunu gören de HÜDA PAR, tek başına gelmesi an meselesi… 

İktidara gelince Cumhuriyet yerine istibdat gelecek, şeriat ilan edilecek, Türkiye birkaç parçaya bölünecek, kendi fikri dışındaki hiç kimseye hayat hakkı tanımayacak.

Saldıranların öve öve bitiremedikleri Cumhuriyetin ilk döneminde olduğu gibi darağaçları kurulacak, sorgusuz, mahkemesiz insanlar iplerde sallandırılacak…

Zilan, Dersim’de olduğu gibi muhalif köyler ve şehirler uçaklarla bombalanacak, haritadan silinecek…

Halbuki HÜDA PAR’ın girdiği son seçimdeki oy yüzdesi yüzde ‘bir’ dahi değil.

Mecliste anayasayı değiştirecek sayıyı bırakın grubu bile yok.

Sadece 4 milletvekili var.

HÜDA PAR’ın adil, sağduyulu çağrı ve söylemleri, duruş ve tavırları, takdir ve teveccühü hak ediyor.

Şu ana kadar hiçbir mahkemede parti hakkında bir kovuşturma, kınama, ceza ve kapatma davası dahi açılmamış…

Hiçbir yöneticisinin gerek şahsi gerekse ailevi, ahlaki bir kabahat ve cürüm işlediği görülmedi, duyulmadı.

Bütün bunlara rağmen ne hikmetse HÜDA PAR, yalan, iftira kampanyasıyla linç edilmeye, te’dip edilmeye çalışılıyor.

Bunun cevabı yukardaki hadiste geçmektedir.

HÜDA PAR, Allah’ı ve Peygamberi hakkıyla sevmektedir.

HÜDA PAR, anti emperyalist ve anti siyonisttir.

HÜDA PAR, emperyalistlerin Türkiye’nin el ve ayaklarına doladığı prangaları kırıp her alanda tam bağımsız olmasını savunmaktadır. Bölücülere karşı birliği savunmaktadır.

Savaş yerine barışı, bölücülük ve ırkçılık yerine kardeşliği savunmaktadır.

HÜDA PAR, parti programında davasını; hürriyet, adalet, hakkaniyet, zulmün sona ermesi olarak tarif etmektedir.

Gayesini; huzur, barış, insanların kaynaşması, kardeşlik olarak belirtmektedir.

Böyle bir parti, ABD ve başını çektiği emperyalistler tarafından elbette ki birinci düşman olarak kabul edilecektir.

TBMM’ye Türkiye ve siyonist rejimin vatandaşı olup da işgal altındaki Filistin’deki zulüm ve cürümlere katılanlar için kanun teklifi veren HÜDA PAR, dünyayı kendi hegemonyasına almış siyonizmin hedefinde olacaktır.

Unutulan ve es geçilen bir nokta var.

Tarih, Peygamber Aleyhisselamı hakkıyla seven ve Onun kutlu yolunu takip edenlerin düşmanlarının hile ve oyunlarından, güç ve kuvvetlerinden korkmadıkları, er ya da geç galip geldiklerini de kaydetmiştir.