15 Temmuz askeri darbesi üzerinden tam 8 yıl geçti.

15 Temmuz için ‘hain darbe girişimi’ deniliyor.

Diğerleri hain değil miydi?

Asla, bütün darbeler haindir. Halkın malını, silahını, halka karşı kullanmışlardır.

Türkiye’nin darbe değil darbeler tecrübesi var.

Başarıya ulaşmış ilk askeri darbe, 27 Mayıs 1960 Darbesidir. Bunu 12 Eylül 1980 Darbesi takip etti.

Bunun yanında mevcut hükümetlere uyarı ve tehdit içeren ‘muhtıra’ olarak nitelendirilen askerin açıklamaları olmuştur.  

12 Mart 1971 Muhtırası.

27 Aralık 1979 Muhtırası.

28 Şubat 1997 Muhtırası. Bu muhtıra olarak geçse de bu bir darbedir. Muhtıra adı altında birçok darbenin yapamadığını yapmıştır. Post modern bir darbe olarak etkisi ve sonuçları halen devam etmektedir.

27 Nisan 2007 Muhtırası

Bununla birlikte emir komuta zinciri içerisinde yapılmamış, askeri darbe kalkışmaları olmuştur.

21 Ekim 1961, 22 Şubat 1962, 20 Mayıs 1963, 20 Mayıs 1969 9 Mart 1971 Askeri Darbe Ayaklanmaları ve en son kalkışma olan 15 Temmuz 2016 darbesi.

Türkiye’de yapılan bütün darbelerin arkasındaki ana güç Batı olmuştur, ABD olmuştur, NATO olmuştur.

Bütün darbelerin planlandığı, sevk ve idare edildiği yerler NATO’nun Türkiye’deki üsleri olmuştur. 15 Temmuz’da İncirlik Üssü ve diğer NATO üslerinin nasıl aktif olarak kullanıldığını hatırlayalım.

27 Mayıs 1960 Darbesi’ni solcular ABD’ye karşı yapılmış denmektedir. Bu, kuru bir söylemden ibarettir. Darbeyi yapan askerlerin hepsi özel harpçi ve NATO’nun yetiştirdiği subaylardır.

Bütün darbeler kendilerini Anayasanın koruyucusu ve hamisi, vatansever, laik ve Kemalist olarak adlandırmışlardır.

Bütün darbe ve darbeciler halkın değer yargılarına inancına karşı olmuştur.

Bütün darbeciler işbaşına gelir gelmez İslam ve İslami değerlerle savaş içinde olmuşlardır. Siz bakmayın meydanlarda ‘inşallah, maşallah, Şeriatın kestiği parmak acımaz’ sözlerine…

Bütün darbeciler işbaşına geldikleri an ‘Anayasanın bize verdiği görevle, anayasayı tekrar işlevsel hale getirmek için yönetime el koyduk’ diyen darbeciler iş başına gelir gelmez de var olan anayasayı lağv ederek kendi anayasalarını halka dikte ettirmişlerdir.

Anayasaları zulmün ve kötülüğün anası olmuştur.

12 Eylül Darbe sonrası; resmî rakamlara göre 650.000 kişi gözaltına alındı, 230.000 kişi askerî mahkemelerce yargılandı. Cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi öldü. 48 kişi (24 adli suçlu, 15 sol, 8 sağ, 1 ASALA militanı) idam edildi. 1.683.000 kişi ise fişlendi.

Bütün darbeler ve muhtıralar Türkiye’ye maddi ve manevi alanda geriye götürmüştür.  

Her darbe sonrasında ‘bu ülkede darbe dönemi sona erdi’ söylemleri inandırıcı gelmiyor. Her darbeden sonra yeni darbeler olmuştur.

Günümüzde de öyle…

Bu ülkede halen darbecilerin anayasasıyla idare edilmekteyiz.

Darbecilerin arkasında olan ve aktif bir şekilde rol oynayan NATO ve ABD üsleri ülkemizde varlıklarını halen devam ettirmekteler.

Bu iki çelişki sona erdirilmedikçe bu ülkede darbeler dönemi bitmeyecektir.