Dünyanın en zengin sanayileşmiş yedi ülkesi G7, AB ile dünyanın gelişmekte olan Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore ve Türkiye, 13 ülkesini içerisinde barındıran G20 grubunun, bu yılki zirvesi Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de toplandı.
Ekonomik gücüyle dünyanın ilk 20 ülkesi arasında olan İspanya, üye olmayıp toplantılara misafir ülke olarak katılıyor.
G-20 ülkeleri, küresel ekonomik üretimin yüzde 85'ini ve dünya ticaretinin yüzde 75'ini temsil ediyor. Dünya nüfusunun üçte ikisini bu ülkeler kapsıyor. Çin ve Hindistan’ın nüfusunu çıkarırsak ancak dünya nüfusunun üçte birine tekabül etmektedir.
“Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek” temasıyla 9-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen zirveye Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping katılmadı.
Putin hakkında uluslararası alanda açılan davalarda tutuklama kararı olması hasebiyle katılmaması anlaşılır bir sebepken, Çin liderinin katılmaması için ise hiç bir neden gözükmemektedir. Sonuçta bu bir ‘Liderler Zirvesi’ idi ve ülke liderleri katılmalıydı.
Tema ismi çokça tartışıldı ve tartışılmaya devam ediliyor.
‘Tek’den maksat, ‘kendisinden olmayanı kabul etmeme, insanları kutuplaştırarak bir kısmını dışlama mı?’ Yoksa ‘hepimiz bir dünyada yaşıyor ve geleceğimizi birlikte şekillendirmemiz gerekiyor.’ Cümlesi mi çıkacak? Bunu ilerleyen süreçlerde hep birlikte göreceğiz.
2 gün süren zirvede her toplantıda olduğu gibi bazı kararlar alındı ve bunlar sonuç bildirgesi olarak yayınlandı.
Geçen zirvede Ukrayna ile savaşta olan Rusya, isim verilerek kınanmıştı ama bu seneki zirvede farklılık oldu. Bu zirvede ise Rusya’nın adı verilmeden devletlerin birbirlerinden zorla toprak alamayacağı ifade edildi. Ukrayna, bu ifadeye tepkisini gösterdi.
En önemli karar, 55 üyeli Afrika Birliği’nin resmen üye olması oldu. Zaten Güney Afrika, ülke olarak üye idi. Afrika Birliği’nin üye olmasıyla önümüzdeki zirve çok daha farklı olacaktır.
ABD, Hindistan ve Suudi Arabistan liderleri, bölge ülkelerini birbirine bağlayan çok uluslu bir demiryolu ve liman anlaşması imzaladılar. Anlaşma, ABD’nin girişimleri sonucu Çin’in Kuşak ve Yol projesine alternatif olarak gerçekleşti. Bu da ABD’nin küresel manadaki etkinliğinin hala geçerli olduğunu göstermektedir.
G20 liderleri 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin küresel olarak üç katına çıkarılması konusunda mutabık kaldı.
Bildiride, ‘nükleer silahların tehdit aracı olarak kullanılması kabul edilemez’ ifadesi yer aldı. Bu manada Rusya-Ukrayna savaşı ile nükleer silahların kullanımı gündeme gelmekte, ABD’nin Ukrayna’ya seyreltilmiş uranyum içeren tank mermileri vermesi bu ihtimali tekrar gündeme getirdi.
Müslümanlar açısından en önemli karar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabalarıyla da kutsal kitaplara saldırıların kınanmasının zirvenin bildirisinde yer alması oldu. Esasında kutsal kitaplara genel bir saldırı yok, sadece Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılar var. Bu saldırıların merkezi de Avrupa’dır.
Ülke liderlerinin aralarındaki ve dünya genelini ilgilendiren sorun ve problemleri savaş ve çatışmaya vardırmadan çözüme kavuşturmaları önemlidir.
AB, G-7, Afrika Birliği, BRICS üyelerini, dünyanın gelişmiş en zengin ülkeleri ile gelişmekte olan ülkelerini içerisinde barındıran G-20, adaletin sağlanması ve dünyada barış ve huzurun sağlanmasına katkı sunabilir mi?
Keşke bu soruya ‘evet’ diyebilseydim.
Yapının içerisinde bulunan etkin ülkelerin geçmişte ve günümüzde yürüttükleri sömürü, işgal ve emperyalist politikalarına bakıldığında bu yapının adaleti sağlama ve dünyaya barış sağlama misyonundan çok uzak olduğu görülecektir.