Zindan ve esaret, sürgün ve hicretler bu davanın bir merhale ve kilometre taşıdır, sünnetullahın bir kaidesidir.

Zindanlar tarih boyunca Allah davasına sahip çıkanlar için uğrak bir yer, bir dinlenme, tefekkür ve tezekkür, yetişme ve kemale erme mekânı olmuştur.  

Bazen de bu dünyadan ebedî hayata geçme kapısı olmuştur.

Peygamberimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın bizzat kendisi muhacir oldu. Mekke gibi mübarek bir beldeden ashabıyla birlikte çıkmak zorunda kaldı.

İmam-ı Azam Ebu Hanife; dönemin zalimleri tarafından zindana atıldı, işkenceler gördü ve orada vefat etti.  

İmam Ahmet bin Hanbel zindanlara atıldı, işkenceler gördü.

 İmam Şafii, idama mahkûm edildi. Arkadaşları idam edildi ama –takdiri ilahi- kendisi kurtuldu.

‘Hapsedilmem halvet, sürgün edilmem hicret, öldürülmem şehadettir’ sözü nesilden nesile aktarılan İbn-i Teymiye, zindanda Rabbine kavuştu.

İbn-i kayyım el Cevziyye, İbn-i Kesir, İmam Suyuti, İmam Serahsi, İmam Şatibi… hepsi zindanlara atıldı.

Günümüzün çağdaş âlimlerinden Üstad Said-i Nursi, hayatının önemli bir kısmını zindan ve sürgünlerde geçirdi. Zindanlarda dahi ona rahat verilmedi. Zehirlendi, tecrit ve müşahede altına alındı.  Ne yazık ki vefat ettikten sonra her insanın hakkı olan iki metrekarelik bir toprak parçasını dahi ona çok gördüler. Mübarek naaşı vefatından 111 gün sonra mezardan çıkartılarak bilinmeyen bir yere götürüldü.

Mezarı kayıp olsa da Müslümanlar kalp ve gönüllerini ona makber yaptı.

Şeyh Said ve kahraman arkadaşları, İskilipli Atıf Hoca, aynı geleneği devam ettirdiler. Başımızı veririz ama zalimlere asla boyun eğmeyiz, diyerek zindanları mesken edindiler, darağaçlarında sallandırıldılar.

Seyyid Kutup, Abdulkadir Udeh, Zeynep Gazali, Mustafa Meşhur, Halid İslambuli… Hz. Yusuf’tan devraldıkları mirasla Mısır zindanlarını mesken tuttular. Oradan ümmetin damarlarına kan ve oksijen pompaladılar, yakıt oldular.

Zindanın ve İntifadanın Piri Şeyh Ahmet Yasin, Abdülaziz Rantisi, Fethi Şikaki, Ramazan Şallah ve nice Filistinli yiğit, kanlarıyla, zindan ve sürgünlerdeki direnişleriyle, Kudüs davasına hizmet ettiler ve intifada ateşini alevlendirdiler. 

Âmâ, yaşlı ve hasta olan Mısırlı âlim Ömer Abdurrahman, 23 yıl boyunca tutulduğu ABD’nin zindanlarında Rabbine kavuştu.

Zindanlarıyla meşhur olan Mısır, hiçbir zaman âlim ve liderlerden hâli olmadı. 2013 yılında Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yönelik askeri darbenin gerçekleştirilmesiyle zindanlar tekrar doldu. Başta Cumhurbaşkanı Mursi olmak üzere on binlerce Müslüman için zorlu zindan hayatı başladı. Kısa bir süre sonra da vefat haberleri gelmeye başladı

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, İhvan lideri Muhammet Mehdi Akif, İsam el-Aryan, Hamdi Hasan, Recep Muhammed Ebu Zeyd, Ebu Bekir el-Kadi ve diğerlerinin zindanlardaki şehadet haberleri geldi.  İhvan hareketin lideri konumuna geçen, bilge ve mütevazı kişiliğiyle bilinen İbrahim Münir de hicrette bulunduğu Londra’da vefat etti. 

Zindanlar sadece Mısır’da yok elbette.

Bangladeş Cemaat-i İslami partisinin liderlerinden olan 75 yaşındaki İslam âlimi Motiur Rahman Nizami, savaş suçlusu ilan edilerek tutulduğu zindanda idam edildi.  

Zindanda vefat eden âlimlerin vefat haberi en son bir hafta önce verildi. 

Muhalefetteki Cemaat-i İslami partisinin başkan yardımcısı 83 yaşındaki Delwar Hossain Sayedee 13 yıldır tutulduğu zindanda vefat etti. Allah rahmet eylesin…

Bu kervan burada durmayacak… Yarın başka âlim ve liderlerimiz bu kervana katılacak ve kervan yoluna devam edecek…

Allah şehadetlerini kabul etsin. Dökülen kanları, verilen canları, zindanlardaki zorlu mücadeleleri,  ümmetin uyanışına vesile kılsın.