Günümüzde insanoğlu ve geleceği için en büyük tehlike dünya genelinde yayılan cinsel sapkınlıktır.

Kendilerini LGBT, eşcinsel,.. gibi farklı isimlerle adlandırsalar da hepsi aynı melanettir. Müslümanı, Hristiyan’ı, Yahudi’si, Mecusi’si ve diğer bütün din ve anlayışlarda bu sapıklığın yeri yoktur.

Fıtrata ve bütün ahlaki ilkelere aykırıdır. Vicdan ve fıtratı bozulmamış hiç bir insanın kabul edebileceği bir durum değildir.

İnanç ve ahlaki değerlerimizde, gelenek ve göreneklerimizde bunun yeri asla olmamıştı ve olmayacaktır. Böyle bir sapıklık içinde olan şahıs toplumdan dışlanır, mensup olduğu aile için de bir utanç vesilesi sayılırdı.

Bütün bunlara rağmen nasıl olur da dünya genelinde ve ülkemizde bu sapıklık korunmakta, desteklenmekte ve açıktan açığa savunulabilmektedir.

İnsan fıtratına ve yaratılışa aykırı olan bu sapıklığın, doğal ve tabii yollarla yayılması, savunulması mümkün değildir. Bunun arkasında organizeli, örgütlü büyük güçler olmadan bu aşamaya gelmesi mümkün değildir.

Bu sapıklığın merkezi Avrupa’dır. Dünyada sapık evlilikleri yasallaştıran 10 ülkeden 8'i Avrupa'dadır. 14 ülke de medeni birliktelik ya da diğer bir tür eşcinsel birlikteliği yasalaştırmıştır. Letonya’nın devlet başkanı ve diğer bazı ülkelerdeki bakanlar cinsel sapık olduklarını inkâr etmeyip övünerek açıklamaktalar.

Yıllar önce bir sendika yetkilisi ile görüşürken şu olayı bana anlatmıştı.

‘Farklı ülkelerden sendikalarla görüşüyor ve birbirimizin tecrübelerinden istifade etmeye çalışıyoruz. Aynı minvalde Nijerya’dan gelen bir sendika ekibi ile görüşmemiz oldu. Görüşme esnasında misafirlerden biri şunları anlattı. BM’nin alt kolu olan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sendika faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla dünyadaki sendika kuruluşlarına hibe şeklinde para yardımı yapmaktadır. Biz de kurum olarak başvurduk. Bize verilen cevap şu oldu. ‘Size yardım yaparız ama bir şartla vereceğimiz paranın yarısını bu “cinsel sapıklık” propagandası yapan derneklere hibe edeceksiniz… Biz de bu şartla yardım almayı kabul etmedik.’

Uluslararası kurumlar bu cinsel sapıklığı sadece yaymıyor aynı zamanda karşı çıkanları da cezalandırıyor. Bunun en son örneği bir hafta önce gerçekleşti. 

Afrika ülkesi Uganda, HIV virüsü ve AIDS gibi hastalıkların yayılmasını önlemek için cinsel sapıklık karşıtı olan kanunu 2 ay önce kabul etmişti. Bu kararın ardından Dünya Bankası, hemen harekete geçti ve Uganda’ya verdiği finansal desteği kestiğini açıkladı.  

Nedenini de şöyle açıkladı.

"Uganda'nın eşcinsel karşıtı kanunu, Dünya Bankası'nın değerleriyle temelden çelişmektedir. Dünya Bankası, ırk, cinsiyet ve cinsel yönelime bakılmaksızın fakirliğin azaltılmasını amaçlamaktadır.  Uganda’nın eşcinsel karşıtı yasası bu çabaları baltalamaktadır.’

Dünya Bankası, bu kararı alırken Avrupa Birliği ve ABD'de Uganda'ya vize kısıtlamalarını gündeme getirdi.

Sapıklığı savunmak ve hamisi olmak nasıl bir değer…

Cinsel sapıklığı savunmak ile işçi haklarını savunmak, sendikalaşma faaliyetlerini desteklemek arasında nasıl bir bağ olabilir?

Dünyada fakirliği azaltmak için çalışmak ne kadar insani bir şeyse, cinsel sapıklık karşıtı kanun çıkardığı için yapılan yardımı kesmek o kadar insanlık dışı ve ahlak dışıdır.