Dünya yaşam standartlarının üzerinde gayet rahat ve konforlu bir hayat yaşıyorum. Çoluk çocuğum gayet sağlıklı koşullarda besleniyor, eğitim görüyor, geleceğe hazırlanıyorlar. İstediğim her şeyi alma imkânım olmasa da bir insan için günümüz şartlarında gerekli olan her şeyim var. Evim, arabam var. Son model bilgisayar, cep telefonu kullanıyorum. İşim ve dolgun bir maaşım var. Aç kalma, işsiz kalma gibi bir korku ve endişem yok. ‘Açlık nedir` diye sorarsanız ‘bu nasıl bir şey` derim…”
“İstediğim yere gidip gezme imkânım var. Yasa ve kanunlar hakkımı koruyor. Ülke idarecilerini seçme, yerine göre sandıkta hesap sorma imkânım var. Ülkem ve halkım bana bu imkânları sunduğu için kendilerine teşekkür ederim ve onlara minnettarım. Bundan dolayı Amerikan düşünce ve ilkelerinin her yerde hâkim olmasını isterim. Zaman zaman bazı kötü haberler yayınlansa da bunlar düşman olan kötü insanların uydurmaları diye kaale bile almıyorum. Amerikan halkı ve yönetimi bu kötü insanlarla mücadele etmek için binlerce kilometreyi kat ederek savaşıyor. Ülkem, diktatörlerin zulmü altında ezilen insanları özgürleştirmek, demokrasi ve insan haklarını oralarda da hâkim kılmak için büyük bedeller ödüyor. Dünyadaki aç insanları doyurmak için her yıl bütçeden milyonlarca dolar harcıyor…”
“Ve bugün bazı kötü insanlar ta uzaklardan güzel ülkeme, şehrime gelerek patlayıcı yerleştiriyor, bombalarla saldırıyor, kurmuş olduğum cennetimi ve hayatımı altüst ediyor. Anne, baba, eş, çocuk ve en sevdiklerimi öldürmeye çalışıyor. Bu insanları anlayamıyorum, bizden ne istiyorlar? İşte 11 Eylül saldırılarından sonra ülkem yeni bir terör saldırısıyla daha karşı karşıya. Son saldırıda Boston`da 3 kişi öldü ve yüzlerce vatandaşımız yaralandı. Ardından Teksas`ta bir gübre fabrikasında yeni bir patlama gerçekleşti. İlk belirlemelere göre 60 ölü ve yüzlerce yaralı var. Kesin bu da bir terör saldırısıdır. O zaman bunlarla sonuna kadar savaşılmalı, toptan yok edilmeliler…”
“Biz, iyi insan; karşıdaki ise kötü insan. Gördüğünüz gibi bizler medeni, insan haklarına saygılı; karşımızdaki ise kafa kesen, etrafa korku salan, insanlığa ve halklarına zulmeden sadistlerdir. Üstelik dünyaya adalet dağıtacağız diye sağa sola saldırıyor ve kendilerini Müslüman olarak isimlendiriyorlar…”
Evet, Amerikan halkının düşünce dünyası ve hayata bakış açısı budur. Yönetimleri tarafından yıllardır bu düşünce ve anlayış beyinlerine enjekte edilmiş. Bu eğitimle yetiştirilmiş ve büyümüşler. Amerikan basın ve medyasının gerçekleri anlatmasına ve buna muhalif yayın yapmasına izin verilmiyor. Bu sansür ve dezenformasyonu sadece kendi ülkeleri için değil, bütün dünyada yapmaya çalışıyorlar. Bu yalan ve masallara kendi halkları gibi bütün insanlığın inanması beklenmekte.
Bu olay ve yaşananlar sonucunda Amerikan halkı ve yönetiminin kendini hesaba çekmesi minvalinde şunları söylemek isteriz.
Ey Amerikan halkı, yönetiminiz ve idarecileriniz dünya genelinde zulüm, katliam ve işgal politikalarını güttüğü sürece kendinizi kesinlikle güvende hissetmeyeceksiniz. Zulüm, katliam ve işgaller için on binlerce kilometre kat eden ordunuz masum ve sivil insanları evlerinde, tarlalarında, cami ve ibadethanelerinde hunharca katletmektedir. Sahip olduğunuz bu konfor başka ülkelerin sömürülmesinin, zenginliklerinin yönetiminiz tarafında talan edilmesinin, halkların birbiriyle kırdırılmasının bir sonucudur. Yönetiminiz ve doymak bilmeyen petrol ve silah şirketlerinizin size verdikleri bir sus payıdır. Ordunuz yıllardır her gün Irak, Afganistan, Pakistan, Somali ve diğer halkların üzerine havadan ve karadan ölüm yağdırmaktadır. Sizin vergilerinizle alınan insansız hava araçlarının bir oyun oynar gibi vurduğu düğün konvoylarını, okulları ve çocuk ölümlerini görün ve bunlara son verdirin. Hayatınızda bir kez şahit olduğunuz patlama, kan ve ölümlerin Müslüman halklar için sıradanlaştığının farkına varın. Yönetimlerinizin anlattığı hikâye ve masalları bir kenara bırakarak zulme uğrayan halkların çığlıklarını duyun ki sizler de güvende olasınız.
Ey Amerika yönetimi! Bu katliam ve zulümlerine devam ettiğin müddetçe kendini ve halkını güvende hissedemeyeceksin. Bil ki her tarafta senin barbarlığın, zalimliğin konuşulmakta. Halklar sana karşı her gün kin ve nefretle büyümekte ve uyanmakta. Zülüm ve katliamı araç ve amaç olarak kullandığın müddetçe ülken ve halkın güvende olamayacaktır. Bu güvensizlik ve saldırı illa dışardan gelecek kişi veya saldırılarla olmayacaktır. Ülken içindeki adli vakalara, öldürme, gasp ve soygun istatistiklerine bakman yeterlidir. Sahip olduğun imkân ve olanakları adil bir dünya düzeni kurmak ve âlemlerin Rabbi olan Allah`ı tanımak ve tanıtmak için harca! Geçmiş kavim ve milletlerin başına gelenlerden ders al!
Yok, eğer halk ve yönetim olarak bu zülüm ve katliamlarınıza devam ederseniz başa gelene de katlanacaksınız. Ah vah etmenize gerek yok. Ne demişler: “Men dakka dukka / Çalma elin kapısını çalarlar kapını”