Bir ülkenin başkanı, lideri o ülkeyi temsil eder. Savaş meydanındaki bayraktır, sancaktır. Vücuttaki baştır.
Lider ne kadar bilgili, cesur, hikmet sahibi, tecrübeli, ehil ve karizmatik olursa yapacağı işlerde de o kadar başarılı olur.
‘Bir aslanın komutasındaki tavşanlar ordusu, bir tavşanın komutasındaki aslanlar ordusundan çok daha başarılı olabilir…’ sözü büyük bir tecrübenin sonucudur.
Allah Teâlâ, kendi elçisi olan Peygamberleri toplumun akıllı, emin, zeki, cesur, hikmet sahibi, günahsız insanlarından seçmiştir.
İsrâiloğulları’nın ileri gelenleri kendi peygamberlerinden ‘Allah yolunda savaşmamız için bize bir emir, yönetici, komutan seç…’ isteğinde bulunurlar. Allah Teâlâ da peygamber aracılığıyla Talut’u seçtiğini onlara bildirir.
'…Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir…’ (Bakara: 247)
Talut, çok zengin ve toplumun elit tabakasından olmadığından İsrailoğullarının bir kısmı bu seçimi kabul etmezler. Fakat ayet, Talut’un iki özelliğinden ve bunları artırdığından bahseder. ‘İlim ve cisim’ yani yöneticilik için gerekli olan bilgi ve donanımla birlikte bedeni karizma, sağlık ve sıhhati… Vahiyde bu iki özelliğin belirtilmiş olması aynı zamanda Müslümanlara baş olacaklarda bulunması gereken özellikleri de bize bildiriyor.
Bazı istisnalar olsa da akıl, sağlık ve bilgi; tarih boyunca bütün lider ve başkanlarda olması gereken vasıflardır.
Hiçbir toplum deli, cahil, bunamış derecede yaşlı, kör, sağır birini kendilerine baş olarak seçmezler.
ABD’nin kuruluşundan itibaren şu ana kadar 46 kişi başkanlık görevinde bulundu. Joe Biden, 80 yaşında ve 46. Başkan olarak ABD’yi resmi olarak idare ediyor.
ABD gibi dünyanın süper gücünün başındakinin aldığı karar sadece ABD’yi değil, bütün dünyayı ekonomik, siyasi, askeri, politik olarak etkilemektedir. Ülkeler, ABD’nin başına gelecek kişinin karakterine ve dünya görüşüne göre politikalarını belirlemeye çalışmaktadır.
Tabi ki ABD’nin karar mekanizması sadece başkandan ibaret değildir. Başkan her istediği kararı alamaz. ABD, bir sistemler ülkesidir. Bir fabrikanın çarkı gibidir. Başkan, bu çarkın bir parçasıdır. Beyaz-siyah, demokrat-cumhuriyetçi, kim gelirse gelsin var olan bu sisteme uymak zorundadır.
Başkanın en fazla yapacağı, kendisine sunulan seçeneklerden birini tercih eder. Bazen bu şansı da olmayabilir.
Son günlerde ABD Başkanı Biden, yaptığı icraat ve kararlardan ziyade yapmış olduğu gaf ve anlamsız hareketlerle gündeme gelmektedir. Bu gaflar bir dil sürçmesi falan değil, sağlıksız, hasta ve akli melekesini kaybetmiş insanları andırmaktadır.
Kendi ceketini giymekten aciz, kimsenin olmadığı tarafa yönelerek konuşma, karşısında kimse olmadan tokalaşmak için elini uzatma, çıktığı konuşma platformunda ineceği yeri bulamayıp etrafında dönen, uçak merdiveninden defalarca tökezleyerek düşecek kadar acziyet içinde…
Bütün banlar kamere önünde olanlar. Kameraların olmadığı ya da basına verilmeyen mekânlarda içine düştüğü acziyetler çok daha farklıdır.
Sağlık ve fiziki olarak çok iyi bir durumda olunmasa da çok sağlıklı ve iyi işleyen biri akla sahip olunabilir. Ama burada hem fiziki hem de akli melekeler açısından acziyet içinde olma hali var.
Şimdi bu adamın ABD’yi idare ettiğini kimse söylemesin. Bu şartlardaki bir adam bırakın ABD gibi bir ülkeyi idare etmeyi gireceği psikolojik muayeneden reşit ve karar alma ehliyetini dahi alamaz.
Esas önemlisi, Biden ülkeyi idare etmiyorsa kim ya da kimler idare ediyor? Pentagon mu, CIA mi, bir grup bürokrat mı?
ABD’nin dış politikasında son dönemlerde dünyayı bir kaos ve savaş alanına dönüştürme durumu var. Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte Tayvan-Çin, Türkiye-Yunanistan arasında bir savaşın altyapısı ve bütün dünyayı bir çatışma alanına dönüştürmenin hazırlığı yapılmaktadır. Öyle ki uzun süredir gündeme gelmeyen nükleer silahlar ve kullanımı tekrar gündeme geldi.
Bundan en fazla karlı çıkan kim olur…
Savaşın krallığı, Pentagon…
Unuttukları bir şey var. Bütün hesapların üzerinde hesabı olan Allah Teâla var. O’nun iradesi bütün iradelerin ve hesapların üstündedir.
ABD sistemi, bunamış birini kendilerine baş yapmayı çıkar yol olarak buluyorsa kendisi de yaşlanmış ve bunamıştır. Bunamışların da ölümlerinin çok yaklaştığını anlatmaya gerek yoktur.