Hz. Ali’ye sorulur: ‘Başımıza gelen sıkıntılar, imtihan mıdır, yoksa ceza mı?

Hz. Ali cevap verir: ‘Eğer bizi Allah’a yaklaştırıyorsa imtihandır, uzaklaştırıyorsa cezadır.’

Hz. Ali’ye ‘Allah’ın bize verdiği maddi nimet ve bolluk, rahat ve konfor, makam ve mevki, bir imtihan mıdır, yoksa ceza mıdır’ diye sorulsaydı, inanıyorum yine aynı cevabı verirdi. ‘Eğer bizi Allah’a yaklaştırıyorsa imtihandır, uzaklaştırıyorsa cezadır’ diyecekti.

Değişmez ölçü ve mizan, bize verilenlerin bizi Allah’a yaklaştırması, rızasını kazandırması ya da tam tersi O’ndan uzaklaştırması ve öfkesini çekmesidir. 

Çin’den başlayıp dünyanın büyük kısmını etkisi altına alan Corona virüsü, insanoğlunun korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Bütün dünyanın tek gündem maddesi oldu. An be an Corona’nın neler yaptığı nereye ulaştığı, kaç kişinin ölümüne sebep olduğu ajanslarda geçiyor.

Kendini çok güçlü zanneden, sahip olmuş olduğu ordu, silah ve nükleer silahlarla ülkeleri dize getiren, dünyaya hiza veren güçler göze görünmeyen bu küçücük canlı karşısında aciz ve çaresiz kalmış durumda. Devasa orduların, nükleer silahların yapamadığını bu virüs yapabiliyor.   

Dünyanın en büyük ikinci büyük ekonomisine ve devasa ordulara sahip iki milyarlık Çin, ne yapacağını bilemiyor. Bütün dünya bir araya gelseydi Çine bunu yaptırtamazdı. Devasa metropol şehirler hayalet şehirlere dönmüş. Amerika, İtalya, Fransa, İran ve diğer ülkelerde ama kısmi ama genel OHAL ilan edildi. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir durum. Çekirgelerin ekin tarlalarına saldırması gibi korku ve endişeye kapılmış insanlar girdikleri marketlerde arkalarında boş raflar bırakıyor. Kimisi de ortamı kendine bir nimet bilerek maddi kazanç sağlama yoluna gitmekte, insanların acil ihtiyaç duyduğu maske, temizlik ve dezenfekte ürünlerini karaborsa usulü çok fahiş fiyatlara satmaktalar. Bu tür afet durumlarında bu tür malzemeler imkanlar dahilinde bedava, kârsız ya da cüz’i kârla piyasaya sürülmelidir. Bu da toplumun içinde bulunan bazı kesimlerin içinde bulunduğu gafleti göstermesi açısından ibretliktir.

Bu virüsün biyolojik bir silah olup olmadığı, biyolojik silah ise kimler tarafından ve hangi amaçlar için üretildiği, tıbbi olarak yapılacaklar, alınacak önlem ve tedbirler ayrı bir konu. Uzmanları bunu tartışıyor, gerekli açıklamaları yapıyorlar. Bu bizim konumuz değil.

İster biyolojik bir silah olsun, ister doğal bir şekilde üremiş olsun,  kâinatta yaratılan her şey ve gerçekleşen her olay gibi Corona da Allah’ın dilemesiyle gerçekleşmiştir. O’nun dilemesi dışında hiçbir şey olmaz. Bir yaprak dahi kıpırdamaz, dalından düşmez.

Hz. Ali’nin buyurduğu gibi bu durum kimisine imtihan, kimisine ceza olacaktır. İnsanoğlu, elindeki onca imkân ve olanağa rağmen gözle görünmeyen bir virüs karşısında acziyetini, zayıflığını anlıyor, yaptığı günah ve hatalardan tövbe ediyor, Allah’a yaklaşıyor, O’nun rızasını kazanmaya çalışıyor ise bu onun için bir imtihandır ve onda hayır vardır.

Yok, eğer olan bitenlerden ders almıyor, gaflet uykusundan uyanmıyor, âlemlerin Rabbi olan Allah’a karşı isyana ve günaha devam ediyorsa bu insanoğlu için bir cezadır. Velev ki bu durumdan maddi kazançlar elde etse de.

Gelin hep beraber günahlarımızdan ve hatalarımızdan tövbe edelim. Darlıkta ve genişlikte yaptıklarımızla her daim Allah’a yakınlaşmaya ve O’nun rızasını kazanmaya çalışalım. Müslümanlar için imtihan olan bu Corona’ya karşı sünnetullah çerçevesinde gereken tedbir ve önlemleri alalım. En önemlisi de Corona’nın bir cezalandırıcı olmaması, genel bir azaba dönüşmemesi için  Allah’a dua edelim.