Aile, toplumun en küçük yapısı.

Aile, toplumu, halkları, insanlığı ayakta tutan yapı.

Aile, her insanın içinde doğup büyüdüğü, şahsiyetini şekillendiren, ilk ders ve ilk eğitimini aldığı okul.

Aile, sağlam olmasıyla toplumu güvenceye alan, zayıf ve üzerine düşeni yapmadığında toplumun ifsadına vesile olan etken…

Bütün din ve ideolojiler önemine binaen aileye bir kutsallık atfetmiş, korumuş,  ayakta kalması için yüzlerce emir ve öğreti buyurmuş…

Tarihin hiçbir evresinde Aile kurumuna karşı günümüzde olduğu kadar saldırı ve tazyik olmamıştı.

Basın ve medya, resmigayri resmi kurum ve kuruluşlar, dizi ve filmler, okul ve çevre ortamı, sanki bütün etkenler bir olmuş, Aileyi nasıl yıkarız, dağıtırız noktasında anlaşmış.

Buna paralel olarak boşanma vakalarının önü alınamıyor ve ha bire artıyor. Boşanmalara götüren etkenlerin sıralaması da farklılık ve çeşitlilik arz ediyor. Normal şartlarda bir aile, şiddetli geçimsizlik, fakirlik, eşlerin birbirine karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmemeleri gibi nedenlerle dağılırdı. Günümüzde ise teknoloji ve bilimin gelişmesiyle internet ve sosyal medya boşanma nedenleri arasına çoktan girdi. Girmesiyle kalmadı sıralamada ilk sıralarda yer almaya başladı.

Yapılan son anket ve çalışmalarda internet ve sosyal medya boşanmalarda ilk sırayı almış durumda. En son bir üniversitenin, 36'sı boşanma avukatı 278 denekle yapılan bir ankette şu sonuçlar elde edilmiş.

- Deneklerin yüzde 59'u eşinin sosyal medyada neler paylaştığını kontrol ediyor.

- Yüzde 71'i eşinin eski arkadaş ve ‘sevgilisiyle' görüşmesine olumlu bakmıyor.

- Yüzde 51'i internet ortamı aldatmaya zemin hazırlıyor, görüşünde.

Bir ailenin fakirlik ve geçim sorunu yok, kaynana derdi yok,  eğitimli, tanışarak, iki tarafın da rıza ve isteğiyle evlenmişler. Neden boşanır?

İşte bu eşler,  evliliklerini sosyal medyaya, ellerine aldıkları küçücük bir kutuya karşı koruyamıyorlar. 

İslam dini eşleri birbirine karşı söyle tarif eder. “Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz.”
(Bakara, 187)

Elbise, insanları dış etkenlere, soğuğa, sıcağa karşı korur. Ayıp ve mahrem yerlerini örter. Süs ve ziynetidir.

Aileyi ise şöyle tarif eder:  “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21)

Eşler,  evlerinde huzur, sevgi ve merhameti bulmuyor, sevgi ve güveni birbirlerinden esirgiyor, evlerinde birbirlerine zaman ayırmıyorlar. Tam tersi bunları tanımadığı, bilmediği uzak diyarlardaki insanlara veriyor, onlara zaman ayırıyorsa büyük bir sorun var demektir.

Sevgi ve şefkat, güven ve emniyet bir yuvadan uçar, yerine güvensizlik gelirse o ev artık yuva olmaktan çıkmıştır. O ev artık bir barınak halini almıştır. Barınaklarda da sevgi, huzur ve emniyet olmaz.

Evlerin, barınakların ‘Yuva'ya dönüşmesi için evlilikler sevgi, huzur ve emniyet temeli üzerinde tesis edilmelidir. Eşler, sanal âlemlerle uğraşmak değil, gerçek âlemleri, yakınındaki insanları görmek ve onlara muhtaç olduğu şeyler vermelidir.  Bu da tek taraflı değil, eşlerin birbirlerine karşı gerçek elbise olmasıyla mümkün olacaktır.