Türkiye gündemi hızla değişiyor, değiştiriliyor. Habbe kubbeye, kubbe ise habbeye dönüştürülüyor.

Haftalardır Kaşıkçı cinayeti işleniyor. Kayboldu, öldürüldü, parçalandı, cesedi nerede… şeklinde bir gündem almış başını gidiyor. Kaşıkçı ölmesine öldü ama Kaşıkçı`yı savunma, sahiplenme adı altında fırsatçılık, nemalanma, Suud`dan nasıl dolar koparabilirim savaş ve mücadelesi verilmektedir.

ABD başına getirilen Trump, şovlarına devam ediyor. Açıklamaları, atamaları, sosyal medya paylaşımları tepki toplasa da dünya onu artık kanıksadı. Deli de olsa şovmen de olsa işini iyi yapıyor. Tabiri caizse malı götürüyor. İşbaşına getirildiği günden beri tehditle, şantajla,  hile ve restleşmeyle sıradışı yol ve yöntemlerle Amerikan kasasını dolduruyor. Görev ve misyonu dolunca da ılımlı, diyalogcu gözüken bir isim işbaşına getirilecek. Trump`ın Amerikan halkına ve dostlarına zarar verdiği,  özgür dünyanın hamisi olan Amerika`nın geri geldiği anlatılacak. Yeni bir sayfa açtırılarak Amerikan imajı düzeltilmeye çalışılacak.

Andımız ve Af tasarısıyla dünyaya bakış açılarının ne kadar farklı olduğu ortaya çıkan Ak Parti ve MHP`nin Cumhur İttifakı çatırdadı. Yerelde bir ittifakın olmayacağı en yetkili ağızlardan ifade edildi.  Tabi MHP iktidar gücü olmadan yoluna nasıl devam edecek, külfeti olmayan bu ballı nimetten vaz geçer mi, Ak parti ve cumhurbaşkanı bu ittifakın yan etkilerini ne kadar ortadan kaldırabilecek, bürokrasiyi ne kadar değiştirebilecek,  bunu da zaman gösterecek.

Günümüz Türkiye`sinde artık olmaz, olamaz zannının bir hayal olduğu fark edildi. Danıştay aldığı bir kararla tek tip, şoven zihniyetin ürünü olan “Andımız”ın tekrar okullarda okutulmasına karar verdi. Ellerine imkân ve fırsat geçse eski günlerin aynısını tekrar bu halka yaşatacaklar, hem de geçmiş günlerin intikamını alarak.  Bu da gösterdi ki bazı yönetmelikler ve iktidarın inisiyatifiyle gelişen güzellikler örümcek ağı gibi bir Danıştay veya farklı bir yargı kurumunun kararıyla uçup gidecek. Eski sistem bitmedi, hala diri ve canlıdır. Pusuya yatmış kendine müsait ortam ve şartları gözlemektedir.

Halkın inanç ve değerleriyle barışık bir anayasa yürürlüğe girmedikçe bitti denilen eski sistem devam edecek, palazlanacak, bizler de bu korku ve sıkıntıları yaşamaya devam edeceğiz. Bütün bu olumsuzlukların kaynağı olan bu anayasa acilen değişmelidir.

Ajan Brunson gitti ama diğer Brunsonlar görevlerine devam ediyor. Hepsi papaz kılığında değil. Kimi gazeteci, kimi siyasetçi, kimi akademisyen, kimi işadamı, kimisi de Allahtan peygamberden bahseden alim kılığındaki sahtekarlardır. Hepsinin ortak özelliği bu halkın inanç ve değerleriyle savaşan,  bu coğrafyanın zararına çalışan emperyal güçlerin ajanı olmalarıdır.

Bu gündemler hızla akarken bütün insanlığın geleceğini etkileyen, hayat-memat meselesi olan ana gündem unutturuluyor,  dile getirilmiyor. Bütün bu suni gündemler onu örtbas etmek, unutturmak için üretiliyor. Dolar kuru, Kaşıkçı cinayeti, seçim ve ittifaklar, Amerika`daki kasırga ve fırtınalar, ekonomik kriz ve savaşlar… bütün bunlar ana gündemin yanında bir hiçtir.

Ayetin deyimiyle ‘Eğer yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha zalimlerin olmuş olsaydı, kıyamet günü o kötü azaptan (kurtulmak amacıyla) feda ederlerdi… (Zümer, 47)

Onun için diyoruz ki aman dikkat,  gündem ve gündemlerimiz, ana gündemin mihverinde, ekseninde ve ona mutabık olmalıdır.

Gündemimiz Kudüs olsun, ümmetin birlik ve beraberliği olsun, zalim ve emperyalistlerle mücadele olsun, yeryüzünün adalet ve vahiy eksenli inşası olsun…