İnsanoğlu neden veya hangi sebeplerden dolayı ölür diye bir soruyu topluma sorarsak hangi cevapları alırız?

Havasızlık, susuzluk, açlık, savaş ve çatışmalar, trafik kazları, kalp krizi… diye sıralanır gider.

Şıkların arasında adaletsizliği sayan birileri çıkar mı çakmaz mı bilemiyorum?

Bir devlet, bir toplum neden çöker, neden yıkılır, diye bir soru sorulsa;

Ekonomik sıkıntılar, fakirlik, dış düşmanların saldırıları, içerdeki ihanet ve bölünmeler, sanayi ve teknolojik gerilemeler… türünden cevaplar uzayıp gider. Ki okul kitaplarında Osmanlı`nın yıkılma sebepleri açıklanırken İç nedenler ve dış nedenler, diye tasnif edilir. Yargıdaki yozlaşmaya sadece bir değinilir, geçilir.

Oysa insanları ve toplumları öldüren, çökerten, yıkan esas neden adaletsizliktir. Adaletin olmadığı yerde, açlık vardır, zulüm vardır, savaş ve çatışmalar vardır. Neslin ve ekinin ifsadı vardır. Bereketsizlik ve verimsizlik vardır. Birbirine güvensizlik ve itimatsızlık vardır. Mazlumun feryadı ve bedduası vardır. Adaletin olmadığı yerde rahat ve huzur yoktur. Kaderine, payına düşene razı olmama vardır. Adaletsizlik bataklığından üreyen ve çoğalan sivrisinekler, virüs ve bakteriler vardır.

Adaletsizliğin zıddı zulümdür, yıkımdır, felakettir.

Bunun için Allah`ın bir ismi ‘Adl`dır. Bu adalet sayesinde kâinat, evren ayakta kalmakta, canlı-cansız bütün mevcudat hayatını devam ettirebilmektedir. Adalet, mizandır, terazidir, dengedir. Mülkün temelidir. Adalet yoksa mülk de yoktur, hayat ve yaşam da yoktur.

Şeriat, adalettir, düzendir, nizamdır. Adalet, şeriattır.  Herkese hak ettiği verilir, işler ehline verilir, ehliyetli olanlar işbaşındadır.  Herkes bu dağıtıma razı olur. Payına düşenle yetinir. Şeriatın kestiği parmak acımaz, şeriatın kestiği başa kimse ağlamaz, deyimi laf olsun diye söylenmemiştir.

Dünya genelinde adalet olmadığı gibi yaşadığımız ülkede de maalesef adalet yoktur. Bunun için sorun ve sıkıntılarımız bitmemekte, iç ve dış düşmanlarımıza karşı istediğimiz duruşu sergileyememekteyiz.  

Ülkemize karşı kullanılan dolar silahı karşısında haklı olarak topyekûn seferber olurken yargıda, ekonomide, işçi ve memur alımında, ihale ve icraatlarda, yaşamın her alanındaki adaletsizliğe karşı şu ana kadar topyekûn seferber olmadık.

Bu ülkede dolar kuru bahane gösterilerek fahiş zam yapanlara bir şey yapılmıyorsa;

Sınavda yüksek puan aldığı halde düşük puan alan işe alınıyorsa, keyfi olarak güvenlik soruşturmalarıyla insanlar mağdur ediliyorsa;

Fetöcü polis ve yargı kumpaslarıyla yıllardır cezaevlerinde oldukları tescillenen dindar kimlikli insanlar yarım asırdır cezaevlerinde bekletilirken darbe sanıkları, casusluktan yargılananlar milletvekili olarak serbest bırakılıyor ve milyonlarca lira tazminat alıyorsa burada bir adaletsizlik vardır, zulüm vardır.

Ekonomik seferberlikle birlikte adaletin tesisi için de seferberlik ilan edilmeli ki insan yaşasın, toplum yaşasın, hak yerini bulsun…