Güçlü, kuvvetli, yenilemez, karşısında durulamaz denilen, aynı anda birkaç Arap devletiyle savaşarak onları yenilgiye uğratan Siyonist ordunun karizmasını yerle bir ederek çaresiz bırakan İslam mücahidi.

Dünya çapında güçlü bir istihbarat ağı oluşturan, dünya küfrünün bütün destek ve himayesiyle her şeyden haberdar olduğuna inanılan, her yerde gözü ve kulağı olan Mossad`a rağmen siyonizmin kalbinde mazlum bir halkı gizlilik içerisinde örgütleyebilen bir teşkilatçı.

“İslam`ın hükmü bitti, Kur`an bu asır ve mekana artık hitap etmiyor” denilen bir zamanda küçük Moskova denilen Gazze`de camileri mesken edinerek, Kur`an ve sünnetten beslenen, ihlas ve takva temelinde bir İslami Direniş hareketi kuran, Peygamber varisi bir alim.

İbadet ve taatle, Rabbiyle kurduğu rabıtayla arif ve tasavvuf şeyhlerini kıskandıracak bir Allah aşığı.

Aile hayatıyla, komşuluk ve akrabalık ilişkileriyle, ahlakı ve mütevazılığıyla, dünya küfrüne karşı cesaret ve şecaatiyle, zorluk ve meşakkatlere karşı sabır ve metanetiyle, sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların günlünde taht kuran örnek bir şahsiyet…

Boynundan aşağısı felçli, temel ihtiyaçlarını dahi tek başına yapamayan, her alanda yardıma muhtaç olmasına rağmen sağlam bir akide, güçlü bir iman ve Allah vergisi aklını kullanarak 56 yıllık ömrüne çok şeyler sığdırabilen bir muvahhid.

Şeyh Ahmet Yasin…

Aramızdan ayrılalı tam on üç yıl geçti.

On üç yıl önce 22 Mart 2004`de akşamdan beri çekildiği camide ibadet, taat ve tefekkürle geçen bir gecenin ardından cemaatle kıldığı sabah namazı çıkışında Siyonist uçakların füzeli saldırı sonucu şehit edildi.

Yaşlı, hasta ve felçli haline rağmen uçaktan atılan füzelerle şehit edilmiş olması Siyonist düşmanın ne kadar gaddar ve acımasız olduğunun ispatı oldu.

Her fani gibi o da bu dünyadan göçüp gitti. İmtihanını başarıyla vererek, mertebelerin en üstünü olan şehadetle dünyaya elveda, Ahirete ‘merhaba`  dedi. 

Yaşamıyla da, ölümüyle de düşmanı kahretti, dostlarını ve mazlumları sevindirdi.

Sağlam vücutlarıyla, ellerindeki imkân ve olanakların bolluğuyla, siyonizme ve küfre karşı durmayan, çıkmayan, İslam`ın izzet ve onuru için ayağa kalkmayanların lehlerinde kendilerini savunacak bir mazeret bırakmadı.

Gitmesine gitti ama arkasında on binlerce dava adamı, lider ve takipçi bırakarak gitti.

Allah Teâlâ şeyhimize ve tüm şehitlere rahmet eylesin, bizleri onların kutlu yolundan ayırmasın...