Her ikisi de insan düşmanıdır. Her ikisi de din düşmanıdır. Her ikisi de çıktıkları halkın düşmanıdır. Şiddet tek yoldur bunlarda.

PKK/PYD “Kürdüm” der en çok Kürdü o öldürür. Baas “Arabım” der en çok Arabı o katleder.

Her ikisi Marks’ın en başarılı talebe ve takipçileridir. Lenin’in hayallerindekilerdir.

Muhalif sesleri ölüm ile bastıran özgürlük aşıklarıdırlar(!) İslam en büyük tehlikedir onlara göre. Batı’nın en uyumlu maşalarıdırlar. Washington’un en sadık uşaklarıdırlar. İsrail dert değil; dosttur onlara. Beslemişler birbirlerini masumların kanını dökerek.

PKK/PYD yıllarca kendisinin Kürt halkının tek temsilcisi olduğunu söyledi. Başka seslere asla tahammül etmedi. Gücünün yettiğini devre dışı bıraktı. Baş edemediklerini ise şeytan dostlarının aklıyla karalama ve iftira ile sindirme yollarına gitti.

Baas rejimi de aynı yolları uyguladı. Suriye’nin düşmanı iken tek kurtarıcısı gibi kendini gösterdi. Aksini söyleyeni korkunç işkencelere uğrattı. Yüzbinlercesini vahşi bir şekilde katletti.

Suriye’nin Baas rejiminden kurtulması kadar PYD zulmünden kurtulması da aynı değerdedir. PYD’nin elinde Esad kadar güç olsa Müslümanlara aynısını yapacak karakterdedir.

Ondan dolayı Baas PKK/PYD’yi besleyip büyüttü. Çok sevdiği için değil. Aynı yolun yolcuları olduğu için böyle yaptı. Özellikle PKK’nın büyümesinde Baas’ın desteği çoktur. Şimdi Baas ölünce PKK/PYD yetim kaldı. Bu arada ne gariptir ki Baas, Kürt halkının düşmanı iken Abdullah Öcalan’ın en cömert ev sahibi olmuştur. 1980 darbesinden önce PKK’nın Suriye’ye taşınmasına müsaade etmiş, çalışmalar yapmasına zemin oluşturmuştur.  Şam’da ofisler açmaları dahi sağlanmıştır. Demek zulüm zulümü zalim zalimi çekermiş.

Suriye meselesinde son gelişmelerle birlikte yine Kürt meselesi ortaya çıktı. Ve Kürt meselesi Türkiye'nin en büyük meselesi olduğu gibi Suriye'nin de en büyük meselesi olacağına benziyor. “PKK/PYD Kürtlerden ayrıdır. Kürtleri temsil etmiyor. Hiçbir zaman da etmedi. Kürtler adına asla onlarla masada oturulmamalıdır.” sözleri nedense yüksek sesle büyük harflerle yazılmıyor. Ucundan söyleniyor gibi. Oysa bu meselede daha net olunmalıdır. Yeni Suriye hükümeti bizdeki çözüm sürecine benzer bir yol ile giderse bizdeki gibi akamete uğrayacağı muhakkaktır.

Kürtler bir bütün olarak ele alınmalıdır. Sadece silah bırakma üzerinden yapılırsa bir netice alınmayacağı bilinmelidir.

Kürtler, büyük ve kadim bir millettir. Sadık ve dindar bir millettir.  İslam ile tanıştıktan sonra ümmetin bir parçası olmuş ve bunun adına mücadele vermiş, komutanlıklar yapmış ve bedeller ödemiş bir millettir. Bu açıdan mesele sadece çatışmanın bitirilmesi değil; beraber yaşamanın sürdürülmesi olduğu bilinmelidir. Bunun için sosyal, kültürel, örfi, dini ne gerekiyorsa tüm adımlar beraberce atılmalıdır.

Bu şekilde olursa Suriye halkı Esad/ Baas kanlı rejiminden kurtulduğu gibi ruh ikizi PKK/PYD zulmünden de kurtulacaktır.