“Türk eğitim sisteminde iki şey eksiktir: Eğitim ve Sistem.” demiştik en son eğitime dair yazdığımız yazıda. Alman Eğitim Sistemi`ni istikrar adına dile getirmiş Japonya`nın Eğitim Sistemi ile pekiştirmiştik. Peki, Alman Eğitim Sistemi nasıl bir şey? Türkiye`ye kıyasla artıları eksileri nelerdir? Elbette bir köşe yazısıyla anlatılmaz bu mevzu. Yine de değinmekte fayda var.
12 yıl boyunca süren bu dönem, altı ile 18 yaş arasını kapsıyor. Elbette Federal Eyaletlere göre eğitim, değişiklik gösterebilir. Fakat temel hatlarıyla Türk Eğitim Sistemiyle fiziki açıdan benzer ve farklı yönleri vardır. Türkiye`de zorunlu olması uğraşı verilen anaokulları(Kindergarten), Almanya`da zorunlu olmasa da yani Alman eğitim sistemine dahil olmasa da uygulamada adeta zorunlu gibidir. Çocuğun konuşma yeteneğini, kişiliğini, oyun ve sosyalleşme ihtiyacını geliştirmek için anaokulları revaçta. Özellikle göçmenler açısından bu durum yazılı olmayan bir mecburiyeti kapsıyor. Çünkü entegre ve dil öğrenme açısından göçmenler için adeta bir fırsat. Hatırlıyorum da bu babdan çocukken, rahmetli babam Zazaca değil de Türkçe konuşmamı teşvik ederdi.
Bu sistemde üç çeşit orta öğretim okulu bulunmaktadır:
1-Grundschule(Temel Okullar): Altı yaşında başlanılır. Dört yıldır. Bu okulların bir özelliği de genellikle ilk iki yıl öğrencilere karne yerine bir “değerlendirme”nin verilmesidir. Bizdeki ilk okullar gibi okuma-yazma, temel bilgiler verilir. Sosyal faaliyetlerden bisiklet sürme, yüzme gibi dersler göze çarpar. Ayrıca cinsel eğitim dersleri ve okul kampları bu okullarda aksatılmaz. Göçmenlerin özellikle Müslüman kökenlilerin cinsel eğitim ve mayoyla yüzme konusunda sıkıntıları had safhadadır.
2- Orientierungsstufe(Yönlendirme Sınıfları): Veli ve öğretmen işbirliği çerçevesinde beş ve altıncı sınıflarda devam edilecek okul türü, bu dönemde seçilir. Her ne kadar Alman Eğitim Sisteminin bu aşamada çocukları yönlendirmesi erken olduğu için eleştirilse de üç tür okul seçeneği vardır. Bunlar:
a-Hauptschule(Esas Okul): Alman öğrencilerinin üçte biri bu okullara gider. Bu okulun 9 ve 10. sınıfını bitirenler 18 yaşına kadar bir meslek öğrenmiş olurlar. Bitirenler ilgili branşta çıraklık kurslarına katılıp uzmanlaşırlar. Göçmenlerin çoğu, sistem tarafından bu okula yönlendirilir.
b-Realschule(Ortaokul):Bu okuldan mezun olanlar meslek liselerine giderler. Kamu hizmetlerine veya ekonomide orta seviyede işlerde çalışabilirler. Lise ile Esas Okul arası sayılan bu okul altı yıl sürmektedir.
c-Gymnasium(Lise): 13.`ü sınıfa kadar devam eden bu okul, daha çok öğrencilerin ilgili derslere çalışmasını esas alır. Türkiye`deki şekliyle Üniversitelere bu okul öğrenci hazırlamaktadır. Alman asıllı öğrencilerin yüzde 23`ü bu okullara giderken göçmenlerde bu oran oldukça düşüktür. Öyleki Türkiye`den giden göçmenlerin ancak yüzde 5`i liselere gidiyor. Hatta Alman öğretmenlerin ya da sistemin, göçmen çocuklarının bu okullara gitmemesi için özellikle dil sorununu gerekçe göstererek aptal veya gerizekalı muamelesi yaptıkları, göçmenler arasında konuşulmaktadır.
Ayrıca öğrenciyi çok erken bir yol izlemeye sevk ettiği gerekçesiyle bu sistemi eleştirenler her üç okul modelini birleştiren Gsamtschule(Entegre okul), modelini tercih edebilirler. Bu okul türü 5. sınıf ile 10. sınıf arasını kapsar. Diplomaları tüm eyaletlerde geçerli olan bu okullar, bir tür karma okullar gibidir.
Bu sistemde dikkat çeken şey eleştirilse de sitemin süreklilik ve istikrar gösteren yönleridir. Yani her iktidar kendi fikirsel görüşleri doğrultusunda Eğitim Sistemi`ne müdahil olmamış. Halkın menfaatine karar kılınan eğitim politikası devam ettirilmiş. Böylece beraberinde istikrar da yol almış.
İkincisi; okuma kabiliyet ve becerisi gösterenlerin önü açılmış. Bu beceriyi göstermeyenlerin sokakları aylak aylak gezenler ordusu değil de meslek yani altın bilezik sahibi birer zenaatkar olarak topluma kazandırması.
Elbette farklı okumalar bu mevzuda yapılabilir. Fakat görünen köy gözlerimizin önünde. Türkiye genç insanlar memleketi olabilir. Ama vasıfsız ve eğitimsiz gençlik silahsız ordu gibidir.
Not: Babamın taziyesi dolasıyla arayan veya taziye yerine uğrayan herkesten Rabbim razı olsun. Allah ecrinizi versin.