Suriye’deki zulüm de diğer zulümler ve zalimler gibi coşkuyla sona erdi. İnsanların direnciyle karşılaşan nice zalimler, zulümleriyle gömüldüler tarihin derinliklerine. Ne Cengiz ne de Hülagü, ne haçlının zulmü ne de Mao Zedung’un insanlığa yaptıkları unutuldu; ama insanlık zalimlerini devirip durdu.
Bir gün ama yakın bir gelecekte soykırımcı israilin Gazze’ye ve Filistin’e yaptığı katliamlar, soykırımlar kendisini de bitirecek. Ne insanlık buna tahammül edecek ne de Gazzeli mazlumlar…
Arkasında destekte bulunan her bir soykırım ortağı, bir şekilde Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalı, en az Netanyahu kadar cezalandırılmalıdır. Biden, her ne kadar gidecek olsa da bu yargılanmadan kurtulmamalı. Güney Afrika gibi cesur yürekli bir devlet veya bir Sivil Toplum Kuruluşu bu yargılanmaya öncülük etmeli, ilgili dosyaları ve delilleri hazırlamalı, ceza almalarını sağlamalıdır. Elbette bunu Türkiye yapsaydı çok daha güzel olurdu, lakin işin ucunda diğer ülkelerin çıkarları gibi Türkiye’nin de çıkarları var: ABD’den alacağı en az 60 adet F16’lar, F35’e geri dönme umudu, Avrupa’dan/Almanya’dan alınacak Eurofigher uçaklar, savunma sanayii işbirlikleri ve AB’ye girme umudu… Bunları bir kalemde silme cesareti için siyasi yürek lazım.
Mevzubahis konunun çifte standart içerdiğini ve dünyanın Filistin’e kör sağır kaldığını bu meyanda bilmeyenimiz yok gibi. Almanya’da aşırı sağ destekçisi bir ateistin, bir siyonist destekçisinin yaptığı eylem için körleri ve sağırları oynayanların feryadü figan etmeleri bu uluslararası ikiyüzlülüğün bariz yansımasıdır.
Batının, kendisini dışındaki medeniyetlerden üstün gören anlayışını ve sömürdüğü dünyaya acımamasında bunu görmüştük. Bu anlayışın siyonist yaklaşımla uyuştuğunu da Gazze’de gördük. Kendinden olunca insan, başkasına olunca kör ve sağır… Zulmü kategorize ettiğinizi biliyorduk ama üzüntüyü de kategorize ettiniz ya…
Bu medeniyet bu ikiyüzlülüğüyle az bir ömre sahip… Çünkü dünya ne Cengiz’e ne Hülagü’ye ne Mao’ya ne de Hitler’e kaldı. Size de kalmayacak elbette…