Kudüs Müslümanların ortak davasıdır. Aksa Tufanı da uyuyanları uyandırmak, unutanlara hatırlatmak, korkanlara cesaret vermek, kararsızlara yol göstermek, hainleri ortaya çıkarmak ve mücahitlere destek olmak amacını fazlasıyla ortaya koydu.

Hal böyle iken işgalin tek sebebi ümmetin siyasi, ekonomik, sosyal ve hatta kültürel birlik ve beraberliğinin olmamasından başka bir gerekçesi yoktur. İşgalcinin cesareti ümmetin suskunluğundan ileri gelmektedir. Tıpkı şu söylemde olduğu gibi:  Firavuna “seni azdıran neydi?” dendiğinde “yaptığımdan beni alıkoyacak birinin olmaması” demiş.

Müslümanlar arası birlik ve beraberliğin mezhepler ve fikirler üstü olması durumunda vahdetin cari olacağını biliyoruz. Zira mevzu bahis olan ilk kıblemizdir. Mekke’de 3 yıl, Medine’de 16 ay boyunca namaz için kendisine döndüğümüz ilk kıblemizden bahsediyoruz. Hacca gidenlerin Mescid-i Kıbleteyn’deki iki kıblenin hikayesini bilmeleri yeterlidir. İsra ve Mirac’ın yeri olması, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa’yı birbirine bağlayan manevi bir bağın gönüllere aktığının da bir işaretidir. Yoksa ne diye bu kadar Müslüman ve bu kadar insan bu bağla meydanlarda bir gönül koridoru oluştursun ki?

Peygamberler yurdu olan bu işgal beldesinin bize öğrettiği en son ders,  bu beldenin

cihad yurdu olması ve cihada olan ihtiyacımız…

 Böylece nice cihad önderlerini bağrından çıkaran bu dava Fethi Şikaki, Yahya Ayaş, İsmail Heniyye ve Yahya Sinvar gibi önderler doğurdu son dönemde.

Bir kimliğe aşina olmanın yolu geçmiş, kişilik, şahsiyet gibi temel özellikler olup nasıl düşünürler, nasıl planlarlar, nasıl karar verirler gibi zayıf ve güçlü yönlerini bilmek bize kanaat verir. Bu doğrultuda işgalci israili dünya ve tarih nasıl değerlendirecek acaba? Medeni, insan haklarına saygılı mı yoksa barbar, soykırımcı, katliamcı mı? Bu bile tarihe düşen en büyük iz, en büyük darbedir işgalciye.

Tüm bunlardan ötürü ırkçı, şiddet ve soykırım sahibi, çocuk ve kadın katili, hiçbir değere sahip olmayan ahlaksız bir düşman ve dünya için tehlikeli tek gerçek... Hasan el Benna’nın İhvan’ı direniş için cepheye göndermesi bile, bugünün Arap devletlerinin fevkinde bir izzettir. Onlar bu izzeti taşıyamayacak zelillikte köle ruhlulardır.

Direnişin onurunun zekatı bile onlara çoktur.