Sahibinin adıyla anılan Helena Rubinstein adlı bir kozmetik markası var. Bu marka boykot listesinde olan Loreal şirket grubu içindedir. Polonya Yahudi’si olan bu kadın, tarlalarda çalışan ve güneşten dolayı ciltleri bozulan kadınlar için bir krem üretimine başladı. Sonrasında Sidney’den tutun da Londra, Paris ve Newyork gibi yerlerde şubeler açıp milyonlarca dolarlık servet kazandı.

1872 doğumlu olan bu kadın Paris’te iken çıkan Birinci Dünya savaşı sebebiyle Amerika’ya göçtü. Amerika’da savaş yoktu ve can, tatlıydı. Orada servetine servet katıp savaş bitince Paris’e yine döndü. Tipik bir Yahudi fıtratı ortaya koyan bu kadın, sıkıntıda değil; rahatlıkta varlık gösteriyordu.

Elbette asıl konuşmamız gerekenin kozmetik sanayinde boykot ürünleri diye bir şeyin olmadığı gerçeğini bilmemizdir. Zira hemen her marka siyonist emellere, diğer markalar gibi hizmet etmektedir.  Piyasada tercih edilen çoğu kozmetik ürünler, Gazze soykırımından sonra bilinçli boykota tabi ürünlerdir. Siyonist şirketler olarak tıpkı Helena Rubinstein’in markası gibi siyonist hizmete adanmış mallardır. Daha ilginci ise bu kadın gibi bilinçli siyonistlerin bu ürünleri hiç kullanmadığıdır. Fakat 70 yıllık ticari hayatını adadığı ülküsü olan siyonizme hizmet, ana gayesidir. İsrailli öğrencilere hayatı boyunca burslar veren Telaviv’e sanat merkezi adı altında para aktaran bu kadın, 1953’te Rubinstein Vakfı kurarak parasını kontrol altına aldı ve desteğini devletleşen siyonizme aktarmaya devam etti.

94 yaşında ölen bu kadın çokça zengin olmasına rağmen ne ailesi ne de çalışanları tarafından sevilmiş. Acaba neden diye baktığınızda yine tipik Yahudi fıtratına rastlıyoruz. Cimri yani eli sıkı olmak… Elektrik harcamamak adına merdivenleri 94 yaşında da kullanan tavrı bu örneklerin başında geliyor.

“Çirkin kadın yoktur” sloganıyla dünya kadınlarını, kurduğu bu ağın içine çekerken kadınların ancak bu ürünlerle güzelleşeceklerinin mesajını zihinlere yazdı. Buna inanan Müslüman kadınlardan tutun da gayri Müslim kadınlara, ancak ciltlerine ve bedenlerine kimyasal maddelerle zarar verdiklerini geç öğrendiler. Yine de kadın fıtratı, “güzellikle” işbirliği içinde olduğundan dolayı hala bundan kaçınamayan her bir kadın, siyonizme hizmet ettiğinin farkında değil.

 

Konuyu belki de israil’de yaşamadığı halde Yahudi ırkına ve kültürüne toz kondurmayan ve hayatı boyunca ürettikleri dahil hiç kozmetik kullanmayan anısıyla bitirelim. Kendisiyle röportaj yapan bir gazeteciyle aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:

- Bayan Rubinstein kadınları süslemek, güzelleştirmek için yetmiş yıldır yüzlerce kozmetik üretiyorsunuz. Dünya güzellik piyasası sizin elinizde. Bunca krem, allık, pudra, losyon ve müstahzarın sahibisiniz. Bu yaşınıza kadar hangilerini kullandınız?

- Hiçbirini kullanmadım!

- Anlamadım! Hiçbirini mi dediniz?

- Evet, hiçbirini kullanmadım!

- Niçin ama?

- Çünkü kozmetiğin faydasına inanmam!

- Peki, ama o halde yetmiş yıldır niçin imal ediyor ve dünyanın dört bir yanına bu kozmetik ürünlerini pazarlıyorsunuz?

- İsrail Devleti için!