Bazı olayların insanlık tarihini etkilemesi, mahiyetlerinin yansıttığı anlam açısından büyüktür. Gazze soykırımı da bu bakımdan tarihe imza atan yegâne bir örnektir.

İnsanlığın şahitliğinde ve gözlerinin önünde yapılan bu katliamın, üç maymun anlayışıyla görülmemesi ve giderek gündemden düşürülüp sıradanlaştırılması kadar acı bir gerçek yoktur.

Tarihin en büyük zalimi olan ABD’nin ve yardakçılarının olayı Siyonist bakış açısıyla zulümlerinin icra sahası olarak görmeleri, Gazze soykırımının hüviyetini değiştirmiyor. Ortada bir katliam var ve sessiz şahitlik gölgesinde tüm yüzsüzlüğü ve ahlaksızlığıyla devam ediyor.

Savaşın hiçbir kuralını ve ahlakını tanımayan, yolda yürüyen halkı, okuldan çıkan öğrencileri, hastanede yatan hastaları, onları tedavi eden doktorları, çocukları,  kadınları ve evleri fincancı çarşısına giren boğa gibi alt üst eden bir kuralsızlık yaşanıyor Gazze’de. Dünyanın gözleri önünde ve dünyaya baka baka bunu göstere göstere yapmaktan çekinmeyen bir işgalci var. Hamisi ve en az onun kadar suçlu olan ABD ile ona yaptırım uygulamaktan aciz olan dünya devletleri…

Bir Filistinli ile konuşmuştum. Okullarımızı, hastanelerimizi ve evlerimizi insanlarımızla beraber bombalamaları, bize soykırım uyguladıklarının göstergesidir, demişti. Özellikle okullarının bombalanmasını kendilerinin eğitimsiz bırakılmasını hedeflediğini ve bunun bilinçli yapıldığını belirtiyordu.

Halk olarak buna cevaplarının şu an kaldıkları çadırlarda dahi çocuklarını eğittiklerini; her birinin ileriye yönelik Filistin’i imar ve ihyaya dair hayallerinin olduğunu vurguladı. Gözlerinde tüm yaşananların ümidini gördüğüm bu kardeşimizi ayakta tutan duygunun mahiyetini öğrenmiş oldum böylece. 

Hâlbuki dünyada hukuk diye bir şey kalmadı tüm bu yaşananlar çerçevesinde. Herkes suskun ve sessiz… ABD suç ortağı, AB ise suskun… Alınan bazı cılız kararların da işgalci üzerinde hiçbir yaptırımı olmuyor.

Şöyle bir bakalım ve bir üçüncü dünya ülkesinin yahut Müslüman bir memleketin bu gibi bir zulmün esamesi kadar bir suça irtikâp ettiğini düşünelim. Balina, karabatak, köpek veya buna benzer bir hayvanın vahşice katledildiği gibi bir tabloyu da ayrıca gözler önüne verelim. Ne kadar çok hak ve hukuk insanı vaveyla koparacaktı. Manşet manşet yayınlar, birinci sırada yer alan ve saatler süren haberler, uzmanlardan görüşler… almış başını gidecekti. Yetmez insan veya hayvan hakları ile ilgili avukatlar ordusu şikâyet dilekçeleri vermek için sıraya gireceklerdi.

Mevzu bahis Gazze’deki soykırım olunca hiçbir insan hakkı, mahkeme, yaptırım ne batıda ne doğuda olmadı. Çok cılız sesler evrensel sessizlik için kaybolup gitti.

Suça ortak olmak sessizlikle başlar. Görmezden gelmekle devam eder.