İç gündem, Gazze’nin önünde yürümeye başladı ve artık işgalci de bunun farkında, işgal edilen de… Acaba hayatın ehem ve mühimi nedir diye akla gelince bazı düşünceler, üzülmek payımıza düşüyor ne yazık ki! Elbette herkesten aynı endişe ve aynı duyarlılık beklentisine girmek de doğru değil. Lakin mevzubahis çocuklar, kadınlar, açlık ve soykırıma dayalı katliamlar olunca bazı duygular elimizde değil. Dünyanın vurdumduymazlığını ve suskunluğunu hayret ve dehşetle izleyenler olarak yüreğimiz çatlamak üzere. İnsanlık ne zaman bu suskunluk elbisesinden sıyrılacak ve yöneticilerini buna zorlayacak?
Yapılabilecekler varken üç maymunu oynayanlar gerçekten de maymunmuş meğer. Zevklerine düşkün, bencil ve menfaatçi mahlûklar… Bugün Gazze üzerine oynayanlar, yarın ocaklarına düşecek ateş için insanlığın vicdanına sığınacaklar. Gazze’de on’dan fazla ülkenin özel birlikleri savaşırken meğer Kassam, işgalciye karşı değil, şer ittifakına karşı savaşıyormuş da bilememişiz.
Ne utanmaz ne arlanmaz bir yüz varmış işgalcide, adeta kösele. Vatikan temsilcileri Vatikan’ın açıklamasına karşın suçluluğunu kabul edercesine itiraflarda bulunuyor. Soykırımı ve katliamı meşrulaştırmak adına alay edercesine küçümseyerek sayısal ifadeler kullanıyor her bir Gazzeli sivil olan masum çocuk ve kadın adına.
Dünyayla da alay eden bu terbiyesiz yaklaşımın pervasızlığına bir sebep de Vatikan’dır. Geç kalmış adalet, adalet değildir söylemini; geç kalmış açıklama, açıklama değildir diye de kullanabiliriz. Vatikan doğru söylüyor, lakin zamanında söylenmeyen söz havada kalıyor ya da bir şey ifade etmiyor. Vatikan, Kudüs’teki kiliseleri bombalanınca bunu konuşmalıydı, gündem etmeli ve halkı meydanlara dökmeliydi. Lakin itiraf etmeliyiz ki siyonist zihniyet Vatikan’ı bile ele geçirmiş durumda. Net bir tavır sergilememek, dik duramamak ve mazlumdan yana tavır takınmamak beraberinde böylesi, utanç kaynağı olacak bir tabloyu elbette getirir.
Dünya, siyonizmin hegemonyasını kabul eden bir teslimiyet içindeyken ABD ve AB’nin uç noktalarının bunu içselleştirmiş olması, Gazze’ye bomba olarak yansıyor. Aynı yaklaşım dünyanın başka coğrafyasında olduğunda kükreyen bu ülkeler, işgalci israile karşı kediye dönmüş pozisyonda sus pus durumdalar. Kim bilir hangi yöneticinin hangi adada çekilmiş ve MOSSAD’ın elinde olan ne tür videoları var da gıkları çıkmıyor. Kim bilir belki de biz yanılıyoruz da dava gözüyle bakıyorlar Gazze’ye. Biz ise sus pus liderlerimizin gölgesinde…
“Suskunlar Meclisi” diye bilinen hikâyeden azade, dünya ve İslam ülkelerinin idarecileri bu meclisin izzetsiz üyeleri olmuş.
Umarım her şeyin Rabbi olan Allah, onların tuzaklarını başına geçirecek bir nusretle ya Gazzeli yiğitleri muzaffer kılacak ya da coğrafyanın tamamen değişmesi ve yeni önderlerin ortaya çıkmasını takdir edecektir. Her konuda hüküm ve hikmet sahibi olan, Allah’tır.