Gerek sokak röportajları gerek araştırma şirketlerinin önümüzü koyduğu acı gerçeklerden biri de halkı Müslüman olan bu memlekette, henüz değil abdest veya namazın farzlarını bilmek, kelime-i şehadet veya kelime-i tevhidi bilmeyen Müslümanlar maalesef çoğunlukta.
Bunları bilmeyen Müslüman mı olur demeyin sevgili dostlar; konuşmaya “Elhamdulillah Müslümanım” diye başlamaları sevindirici iken, “Eşhedü en lailahe illallah ve eşhedü enne muhammeden Resulullah/Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed, Allah’ın Resulüdür.” diyememesi bir o kadar üzücüdür.
Ne ara böylesi kendimize yabancı olduk da gittikçe kendimize düşmanlaştığımızın farkında değiliz.
Allah’ı bilip tanımamak, Resulünü duyup bilmemek, Kur’an’ı okuyup anlayamamak bizi kaynaklarımızdan uzaklaştırdıkça uzaklaştırdı.
İnsan bir yola revan olunca yolun sahibini bilmez mi?
İnsan bir yola revan olunca kılavuzdan mahrum olur mu?
İnsan bir yola revan olunca kitabını tanımaz mı?
Maalesef toplum olarak iç ve dış tüm mihrakların bizi, bizden uzak tutması konusunda yaptıkları iş birliğine şahidiz.
Onlara şahit olduğumuz kadar acaba az da olsa değerlerimizi bize tanıtanlara da şahitlik etmeliyiz.
Özellikle hidayet yolunun eşsiz kılavuzu olan Peygamberimiz Muhammed Mustafa aleyhisselatü vesselam’ın hayatı ve örnek yaşantısını gözümüze gözümüze yıllardır sokmaya çalışan PEYGAMBER SEVDALILARI VAKFI’nın SİYER YARIŞMASI’nı unutmak mümkün mü?
Bu yarışma ve binlerce gönüllünün emeği/gayreti neticesinde toplumda, hele de gençler arasında Sevgili Peygamberimizin hayatını bilenlerin sayısında iyi bir artış olduğuna şahitlik ediyoruz.
Bu vakfın yarışmasında “Kaybedeni olmayan yarışma” sloganı beni çok tuttu.
Hediyenin bolluğundan çok elbette Sevgili Peygamberimizin hayatını okumakla ne derece kazanç sahibi olmaya vurgu yapılmıştır; fakat unutulmaması gereken şudur ki, hayatıyla bir dönemi “Asr-ı Saadet” olarak nitelendiren örnek bir rol modelin var olduğunu bilmektir.
“Siyer, insanlığı vahye uydurma projesidir” demişti bir büyüğümüz.
Böylece toplumun vahye uyduğu ve mutluluk çağı dediğimiz bir zaman diliminin oluştuğunu bu yarışmayla öğreniyoruz.
Demek ki uygulanması neticesinde amaçlanan hedefin gerçekleştiği bir projeyi hayata geçirmek olan bu adımı, herkes takip etmeli ve bu projeye katılımda bulunmalıdır.
Hayali, hamasi ve hasaret dolu bir projeden değil, gerçekçi ve uygulanıp meyvesi devşirilmiş bir projeden bahsediyoruz.
Çocuklarımıza üç şeyi tavsiye ederken Peygamber Efendimizin sevgisini de tavsiye etmek, inancımızın gereğidir.
Meşhurlar serisinin futbol, sinema ve benzeri ünlülerini tanıyan neslin, artık gerçek önder ve rehberlerini tanımanın meyvelerini Allah’ın izniyle bu toplum en kısa zamanda toplayacaktır.
Peygamber sevdalısı çocuklar, gençler ve yetişkinler toplumun bağrında insanlığı vahye uydurma projesini gerçekleştireceklerdir.