İnsanlık erkek ve kadından çoğalmış, aile de bu ikisi üzerine bina edilmiştir.
Sapkın ve azgın olan birtakım kimselerin farklı yaklaşımları, insanlığın doğasını bozmaya güç yetirmeyecektir.
Bu toplumsal ifsat hareketleri, masum olmaktan uzak yaklaşımları, bir hak savunuculuğundan çok, toplumu tahrip edici ve nesillerimiz için tehdit edici boyuta ulaşmıştır.
Hele de dış finansman ve desteklerle varlıklarını devam ettirmeleri, ekonomiden sağlığa, eğitimden hukuka ve sosyal hayata hayatın asıl unsuruymuş gibi davranmaya başlamaları hiç kabul edilemez.
Bu yaklaşım bir hak iddia etmek, bir hakkı savunmak değil; Beyazıt cami meydanı gibi Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya vardı.
Belki de Beyazıt bir test denemesiydi ve başarılı olunsa idi Çarşamba İsmailağa cemaatinin sınırları denenecekti.
Böylece sınırsız özgürlük sloganları altında bu sapkınlar her yerde varlık mücadelelerinde bulunurken bizler de evlerimize hapsolacaktık.
Öyleyse önleri sistem tarafından açıldıkça açılan bu sapkın güruhun bu şımarıklığına devam etmesine izin mi vereceğiz?
Macaristan gibi ülkelerde kiliselerin desteğiyle bu zararlı akımlara karşı toplumsal tepkiler ailelerce ortaya konuldu.
Demek ki bu tepki sadece inanca dayalı değil, insanlığa da dayalı bir tepkidir.
İnsanî bir yaklaşımın İslâmî de olduğu gerçeğinden hareketle bugün ve gelecek Pazar, bu sapkın gruplara karşı Saraçhane’den başlayan tepkiye, aileler olarak katılım sağlamaya çalışmak bir erdemdir.
Umarım bunu düzenleyenler geniş bir katılım sağlamak adına herkese ve her kesime gidecek, davet edecek basireti göstermişlerdir.
Böylesine önem atfedilen bir tepki için bu yaklaşımdan kaçınmadan lokal yürüyüşler elbette olamaz, fayda beklenen düzeyde gelemez.
Öyleyse gün ailelerce birlik olma ve aileyi koruma günüdür, varlığını devam ettirme ve yaşatma günüdür.
Destek ve dayanışma kişisel ve cemiyetsel üstü İslam'ın ve insanlığın ortak paydası olan toplumun en küçük ve kurucu birimi olan aileyi yaşatma adınadır.
Bu tepkiye ve bu yürüyüşe imkanı olan ve imkân bulan herkesin katılması, orada bulunması gerekir.
Bu yönüyle geç kalınmış; fakat anlamlı olan bu tepkiye katkı vermek kendimize ve topluma karşı sorumluluklarımızın başında gelir.
Ses vermesi dileğiyle...