Allah’a hamd olsun ki; memleket olarak yardımlaşma ve dayanışmada sınırlar ötesine uzanan ellerimiz, bu elleri sevgi ve şefkatle uzatan kalplerimiz var.

Afrika’dan Asya’ya, kuzeyden güneye hemen hemen tüm dünyaya resmi veya sivil STK’larımız uzandıkları gibi gayretli ve azimlidirler.

Yıllardır bu uğurda ısrar ve devamlılıkla yol yürüyen, vermekten usanmayan, koşmaktan yorulmayan insanlarımız, elbette güçlerini “iyilik ve takvada yardımlaşma”dan alıyorlar.

Elbette “hayırda yarışma” prensibinden güç alıyorlar.

Bu inkâr edilemez gerçek, günümüzde yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen aşkla şevkle devam etmektedir.

Afganistan da bu yardım ve dayanışmanın gösterilmesi gereken ülkelerin başında gelmektedir.

Afganistan’ın 43 yıllık mücadelesi sonucu kazanılan zafer, İslam düşmanlarını oldukça rahatsız ettiği için gerek yönetim konusunda gerek ekonomik gelişmeler konusunda başarısız olması istenmekte ya da beklenmektedir.

Bu açıdan onlara bu fırsatı vermemek değil Türkiye’deki Müslümanların, yeryüzünün tüm Müslümanlarının boynuna borçtur.

Afganistan’daki hususen yetimlere, fakirlere, uyuşturucuya alıştırılanlara, halka, köylere, kütüphanelere, Üniversitelere, kamu kurum ve kuruluşlarına kısaca Afganistan İslam Emirliğine devletine karşı Müslümanlar olarak şer’i sorumluluğumuz var.

Kimi STK’lar, kimi kurumlar, kimi devletler veya zengin Müslümanların hatta ve hatta teknik personelin bu Müslümanlara yardımı bireysel veya kurumsal olması gerekmektedir.

Bizi ziyaret eden bir Afganlı yetkilinin söylediğine göre Mücahitlerin, devrik yönetimin ve halkın olmak üzere üç farklı kategorideki yetimleri varmış.

Mücahitler ve devrik yönetimin bünyesindekilere nazaran halkın kimsesiz olan yetimleri daha çok ihtiyaç sahibiler.

Yetimhanelerin açılması, eğitimlerinin takibi, okul öncesi eğitimden yüksek lisansa kadar gözetilmeleri yeni bir toplum oluşturmaktır.

Bu İslam toplumunun geleceği için yeni bir Afganistan’ın bu çağrılarla ayakta durması gerekir.

Mevcut devlet bakanları ve yönetim dahi bu himmete muhtaçtır.

Düşünün ki, Mücahitler maaşsız olarak görev yapıyor.

Sırf devletin bünyesindeki memurlara, eğitime, sağlığa ve halka hizmet sağlanabilsin diye.

Bir ziyarette bulunan basın mensubu bir arkadaşımız, bir bakanın misafirler geldiğinde ancak onlarla birlikte güzel yemekler yiyebildiklerini söylemesi düşündürücüdür.

Bu ayın ve bu bereketli zaman diliminin hatta bundan sonraki aylarda da Müslümanların Afganistan’ı ihmal etmeden madden ve manen yardım, dayanışma ve inşada bulunmaları dediğimiz gibi şer’i bir sorumluluktur.

Bu sorumluluğa UMUT KERVANI VAKFI bir nebze olsun yardımcı olma uğraşındadır.

Buna vesile olan ve Afganistan İslam Emirliği’ni ayakta tutan her Müslüman bu zamanın en büyük sorumluluğunu yerine getirmiştir.

Bu sorumluluğun daha fazla yerine getirilmesi dileğiyle…