Bir müddettir memleketin birçok yerinde basın yayınımıza yönelik muhtelif seminerler veriyoruz.

Bu seminerlerin gerekli olduğuna dair inancımı muhafaza ediyorum.

Çok farklı tablolar ile karşılaştığımı belirtmeliyim.

Henüz veya dergilerimizin adını bilmeyenden tutun da gazetemizin yerel olduğunu dile getirene kadar neler söylesem bilmem ki!

Hani mesele suçlu aramak değil, kendimizi okuyucumuza anlatamamak olsa gerek.

Belki de seminerin olduğu gün farklı işlerle meşgul olup söylenenlerden mahrum olmanın da katkısı vardır.

“Ehem/En önemli” ve “Mühim/Önemli” meselelerin karıştırılması hep bu sonuçları beraberinde getirebiliyor.

Basınımızın veya medyamızın yerel veya uluslararası ne tür girişim ve aktiviteler gösterdiğinden habersiz olmamızdan ötürü, gereği gibi bir ilgi göstermeyebiliyoruz.

Mesela bu yazıyı okuyan okuyucu kardeşim, her gün Doğruhaber gazetemizin sitesine giriyor muyuz?

Gazetemize dijital aboneliğimiz var mı?

Bayilerden alabiliyor muyuz?

İnzar, Nisanur, Söz&Kalem ve Kelhaamed gibi dergilerimizin hepsine veya birine abone miyiz?

Yerel Radyolarımızı dinliyor muyuz?

SOSYAL MEDYA KANALLARIMIZ’a abone miyiz?

Belki de adlarını hiç duymamış olabiliriz.

Sıralayalım mı? 

Aile Yuvası

Nur Çocuk

Mekteb-Der

Değirmen

Nebinin İzinde

DRK TV (Dengu Renge Kurdan)

Ayetlerin Gölgesinde

Hamburg Eğitim Merkezi

Müderris

İnci Animasyon

Özkan Yaman

Mücahit Haksever

Aklıma ilk etapta gelen ve abone olup izleyerek faydalanmamız gereken sosyal medya kanallarımız bunlar olsa da unuttuklarım da olabilir.

Destekte bulunmamız gereken kurumsal olan önemli kanallar da elbette vardır:

İDEV (İdeal Eğitim Vakfı) gibi oldukça faydalı ve eğitim odaklı bir kanal, yeterince ilgi görmüyor.

  1. ve 12. sınıflar için dersler, tavsiye kitaplar, sesli eserler zengin bir içerikle ilgiyi hak ediyor.

Bir de dergilerimiz, yerel radyolarımız ve onlara yaklaşım tarzımız yetimane gibi.  

Okuyucumuz dergilerimiz için şu üç şeyi unutmamalı:

-Her bir dergimiz aylık mesaj gibi algılanmalı ki okunup eksikliklerimizi tamamlasın diye var.

-Her bir dergimiz birer tebliğ ve davet paket programıdır. Biz okuduktan sonra halka vermeli ve ulaştırmalıyız.

-Dergilerimiz geri dönüşüm materyalleridir. Yani halka mesajımızı (Kur’an ve Sünneti) ulaştırmada halkı, fikir olarak sağlam bir inanç/hayat çizgisine geri dönüştüren unsurlardır.

Bir yerde 17 yıldır İnzar Dergisine abone olduğunu ve okuyup birilerine verdiğini söyleyen iki farklı tabloyla karşılaştım.

Son dergiyi ne yaptığını sordum.

Tıraş olduğu berbere bıraktığını söyledi.

İşte tüm mesele bu: Fikirsel dönüşüm…

Yerel radyolarımıza gelince, bulundukları illerde tebliğ ve davetin yılmaz savunucularıdır.

Halkla iç içe ve halkla beraber…

Bunun kıymetini bilme konusunda ciddi miyiz?

Unutmayalım, her şey bir telefona veya parmağa bakar.

Her nimet ise şükür ister.

Bulmayınca gider.