Eskiden dünya globalleşti denildiğinde televizyonların hakimiyeti söz konusuydu. Şimdi ise televizyonlar sanki revaçtan düştü.
Sosyal medya platformları ve telefonlar, globalin de ötesinde minimal bir dünyayı önümüze seriyor.
Galiba dünya küçülürken mana ve mefhumunu büyütüyor.
Varlığın asıl yurdu olan ebediyet yurdundan uzak kalmanın ızdırabını gittikçe unutuyor ve bu gölgeliği kalıcı sanıyoruz.
Kaybettiğimiz özü, internet çöplüğünde sörf yapa yapa, bağımlılık bataklığına bata çıka aradığımız hakikatini unutuyoruz.
Varlığın özünün can/ruh olduğunu bildiğimiz halde dünyayı canan belleyen aldanışımızın serüveni devam etmektedir.
Beden kabuğuna vurulan ruh, asıl diyarını unutmadan elemden, aleme geçme iradesini ortaya koymalıdır.
Artık bu mücadelede şahsımızı aşan bir boyuttan toplumsal boyuta varan geniş bir bakış açısı; ancak bizi bu uykudan uyandırabilir.
Her can, canan arayışında iken; küllere bulanmış emelleri gaye edinmekten uzak kalmalıdır.
Silkinmeli ve ayağa kalkmalı, derya içre olduğunun farkında olmalı ki dik durup diklenmemeyi öğrenmeli.
Halbuki elimizden gönlümüze, gözümüz ve parmaklarımızla her an mesajlar yolluyor, her an görüntüler atıyoruz.
Gönül dünyamızı sürekli kirleten ve sürekli çöpe çeviren bu duyarsızlık nereye kadar?
Kalp gözünü görmekten men eden bu yaklaşım nereye kadar?
Kirlenen ruhu arındırmak gerektiğine dair dokunuşlar ve uyanışlar ne zaman?
Elimizden abdest suyu döküleceğine ruhumuzu inciten günahların dökülmesi yaralıyor bizi.
İradeyi kontrol etmektense iradeyi teslim etme acziyeti, benliklere kolay oldu.
Fertten topluma teslimiyet, Allah’a olacağına nefse oldu.
Sözün/vahyin etkisi, kalplere kötülük şehveti kadar girmedi.
Gözler kirlendi, kulaklar paslandı, akıl perdelendi.
Gönül, kaldıramadı böylece bu yükü.
Bir ses, bir inzar, bir etki ararken şehrin çürümüş sessizliğinde; “Allahu Ekber, Allahu Ekber!” yankısı siliverdi tüm kirleri, pasları.
Kaldırıverdi perdeleri.
Şimdi bireysel ve toplumsal uyanış zamanı.
İçinde bulunduğumuz deryayı nimet bilme zamanı.
Uyanış ve uyanma zamanı.
Ellerimizden, kollarımızdan rahmetin süzülmesi; parmaklarımızın buna şahitlik etmesi zamanı.
Yüceltme ve yücelme zamanı.
NAMAZ, HEPSİNİ BARINDIRAN EYLEM!
Düne tövbe, bugüne secde yarına ise dua.