Şehadetleriyle insanlığın kalbine, adlarından çok davalarını bırakan nice şahsiyetler vardır. Rantisi’nin bu şahsiyetlerin enderlerinden olduğuna inananlardanım.
Şeyh Ahmet Yasin’in şehadeti sonrası aldığı ağır sorumluluk/liderlik, onu hiçbir şekilde ürkütmedi.
Zira o dönemin birbirini takip eden suikastler zincirinde, daha çok hedefe konulması söz konusuydu.
Ölümden korkmayan dik duruşunu o, yıllardır taşıyordu.
Daha önce birçok defa suikaste maruz kalmış, Rabbinin inayetini görmüştü.
Liderlik makamı şehitlik makamı oldu.
Hele yaşadığı hayatın aksiyon dolu oluşu, günümüz gençliğine bir film gibi gelse de 90’lı yılların evrensel İslamî ruhuydu.
Onu tanımanın en güzel ifadesi, galiba “HATIRALAR” adlı eserdir.
Amir Şemah’ın kaleme aldığı ve ilk baskısı 2006’da Dua Yayıncılık tarafından yapılan bu eser Mehmet Cömert hocamızın çevirisiydi.
Kendisi de bir Yusufî olup o dönem henüz yeni özgür olmuş çevirmen, ücretini Yusufîlere hediye etmişti.
Doğrusu bu davranış, kitabın ruhuna uygun bir tavırdı.
Kitap, şehidin zindan hayatı başta olmak üzere hayatına dair bazı hatıraları içeriyor.
Sizleri dün, şehadetinin yıldönümü olan Dr. Rantisi’nin hatıralarından bazılarıyla baş başa bırakıyorum:
*
(Zindanda pireler kendilerine musallat olduğunda yaşanmış):
“Şaşırdığım durum şuydu ki, iki haftaya yakın devam eden bu pire belasından Şeyh Yasin etkilenmedi. Pireler Şeyh Yasin’e yaklaşmıyorlardı. Şaka yollu Şeyhe “Nedir bunun hikmeti?” diye sorunca Şeyh, “Yahu kardeşim, pireler sizin gibi semiz adamları arayıp buluyorlar; benim gibi zayıfları ne yapacaklar.” dedi. Bu cevaba güldüm ve “Hayır böyle değil. Yüce Allah senin tenini kaşıyamayacağını bildiği için onları senden uzak tutuyor.” deyince hep beraber güldük.
*
Hanımı anlatıyor: “Bir gün evi temizliyordum. Televizyon ekranı yere düştü ve tamamen bozuldu. Buna çok üzüldüm. Çünkü Rantisi, cezaevinden yeni çıkmıştı ve maddi durumu, çok zor vaziyetteydi. Rantisi eve geldi ve üzüntümün sebebini sordu. Durumu anlattıktan sonra gülümseyerek şöyle dedi: “Eşyaların da ecelleri vardır. Allah’ın takdir ettiği şey olacak. Akacak kan damarda durmaz.”
*
(Özetleyerek):
“Yahudi bir gardiyan, elimde Kur’an gördü:
-Doktor, kitabınızda neler var?
-Çok şey var.
-Biz Yahudilere nasıl davranacağınız konusunda neler yazıyor?
-Siz bizim ülkenizde toplandıktan sonra sizi keseceğimizi söylüyor.
-Bu ne zaman olacak?
-Kesin bilmiyorum; ama 40 yıl zarfında olabilir.
O zaman 1990 yılıydı. Kendince hesap yapıp konuştu:
-Hiç önemli değil. O zaman zaten ölmüş olacağım.
Bu defa ben ona sordum:
-Tevrat bu konuda ne diyor?
-O da aynı şeyi söylüyor…Fesat yaparsak bu böyle olacak.
-Maşallah, sanki henüz fesat yapmamış gibisiniz.
*

Şehit Rantisi her zaman şu sözleri tekrarlardı:
"Şudur en son dileğim...
Koy beni cennete ey Rabbim"

Allah şehide rahmet etsin ve onu cennetine koysun.
Doğru yola ulaştıran da sadece O’dur.