Kimileri gündemi oluşturur kimileri de gündemle sürüklenir. Değişmeyen tek gündem ise Konoravirüs gerçeği… Tüm ülkeler gizli bir düşmanla savaşıyor gibi mücadele içindeyken kimileri de birbirini gözlüyor.

New York Times, İstanbul’da son iki yılda artan ölümleri gerekçe göstererek gerçek ölüm vakalarının gizlendiğini yazmış. İddia, önceleri bizde bir kesimin sözcülüğünü yapan gazetelerde dile gelmişti. Sonra ABD’den yankı buldu. İçimizdeki ABD’liler varken düşmana gerek yok. “Biz bize yeteriz.”

*

Hepinizin malumu 23 Nisan etkinlikleri yapıldı. Anıtkabir’deki mesafesiz tören, Cuma veya teravihte olsa bir kesim bunu en az umreciler kadar diline dolardı. Böyle bir durum sanki hiç yaşanmamış gibi bir sunucu çıkıp Erdoğan’ın çocuklarla olan görüntüleri için veryansın ediyorken kendi cenahını nasıl da unutuyor. Yazık ki ne yazık! İki yanlıştan bir doğru çıkmaz; ama benim yanlışım senin yanlışını döver (mi?).

*

AK Parti cenahı mecliste amuda kalksa, anıtkabiri her gün ziyaret etse, bir günde Koronavirüs’ten memleketi kurtarsa da CHP’ye ve o zihniyete yaranamayacağını bilmelidir. Buna rağmen tabanını küstürmekten geri durmayan adımları, yaranmak adına atmaktan hala çekinmiyor. Öyleki AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı’nın Atatürk vurgusu alkış almışmış. Halbuki bu konularda CHP gibi bir aslın yerini, ne yaparsanız tutamazsınız değil mi?

Bu alkışlara rağmen Kılıçdaroğlu hala eski sisteme dönme sevdasındayken, Kaftancıoğlu açık bulma peşinde hafiyecilik yapıyor. Fahrettin Altun’un evi çevresinde “evreka” peşinde dolanıyor. Öyleyse Allah aşkına kime yaranmaya çalışıyor AK Partililer?  Allah’ım! Neden akıl nimetini dağıtan meleklerin bu semte uğramadılar!

 *

Bakın “duayen gazetecilere”, son verilere göre pik yapan ölüm vakasının 128’den 109’a düşmesi, iyileşen vaka oranının hasta sayısını geçmesi gibi bariz bir gerçeklik karşısında bile Bakan Koca ile dalga geçercesine çok önemli(!) ya da hayati(!) tespitlerde şöylece bulunuyorlar: Şu anda 185 ülkede salgın var. Virüs başladıktan beri ölü sayısı azalan tek ülke burası. Ben yine de şükrettim, ‘Siz aslında ölüydünüz, sizi biz dirilttik' diyebilirdi. Bakan, siyasetçiler yerine hekim kimliğiyle konuşmalı. ‘Ölüm sayısı azaldı' demesi boynuna bir kolye olarak takıldı. Şu ana kadar Covid-19'dan hayatını kaybetmesine rağmen halının altına süpürülen bütün insanların vebali sağlık bakanının boynunadır.” Allah’ım! Neden akıl nimetini dağıtan meleklerin bu semte kin ve nefret bıraktılar!

 *

Madem ABD ile başladık ABD ile bitirelim: ABD’de her biri bir coğrafyada olan dört kardeş, Koronavirüsten hastanede ölmek üzere olan babalarına telefonla bağlanmış ve konuşamamasına karşın son nefesine kadar ona şarkılar söylemişler. Gayet insani bir durum. Fakat ben ölürsem son nefesimde çocuklarımın, başımda babamın dedeme yaptığı gibi Kur’an okumalarını isterim. Sanki kültür farklılığından çok; mesele, ne ekersen onu biçme meselesi gibi görünüyor.