Delikanlı Hans ne zaman kendisine mahalleden bir kız arkadaş edinse onları gören babasının suratı bir karış asılıyor, öfkeleniyor, daha sonra oğlunu yalnız bulunca “O kızı derhal bırak!” diyor, Hans sebebini sorunca “o senin kardeşindir” diyor. Artık öfkeli ve düşünceli bir şekilde odasına çekilen Hans`ı, annesi öyle görünce yanına varıyor ve sebebini soruyor. Hans da olanları anlatıyor; mahalleden kaç tane kızla birlikte olmak istediysem babam onların benim kardeşim olduğunu söyledi, diyor. Bunun üzerine annesi sakin ve soğukkanlı bir şekilde Hans`a diyor ki; “Sen hiç üzülme oğlum, onlardan istediğinle beraber olabilirsin, onların hiç biri senin kardeşin değildir, çünkü bu adam senin baban değil ki...” diyor.

İşte batı budur, batının aile yapısı budur. Bu ülke insanına batılı bir hayat tarzı dayatmak isteyenlerin de hedefleri budur.

Bu noktadan hareket ederek şu bizim İslami nikâh düşmanlarına bir şeyler söylemek istiyorum; Siz hiç korkmayın, endişelenmeyin, sizi ilgilendiren bir durum söz konusu değil, siz istediğiniz gibi, Hans ve ailesi gibi yaşayabilirsiniz, diyeceğim ama adamlara bir anlamda iftira ve hakaret etmiş oluruz. Tamam, bu adamlar nikah filan gözetmeden istedikleriyle birlikte olabiliyor, istedikleri gibi doğurabiliyorlar. Fakat buna rağmen yine de bir sınır gözetiyorlar, mesela kardeşin kardeşle evlenmesine cevaz vermiyorlar, haram kabul ediyorlar.

Müslümanların önemli problemlerinden  birisi olan İslami nikah tartışması bir daha gündeme geldi. Bu defa il ve ilçe müftülerine resmi nikâh kıyma yetkisi verilecek olmasıyla yeniden alevlendi.

İslami nikâh düşmanları aslında eşşek gibi biliyorlar müftülerin kıyacağı nikâhın resmi olacağını, resmi kayda geçeceğini, evlenme yaşı başta olmak üzere evleneceklerde aranan şartların, kısacası her şeyin aynı olacağını biliyorlar. Belki değişecek olan en önemli nokta Allah`ın adına, Allah`ın emriyle kıyılacak olmasıdır.

Bizim laikleri feveran ettiren de zaten burasıdır. Efendim nasıl olur da laik bir devlette Allah adına bir iş yapılabilir.

Sizi bilmeyiz ama bu bizim için bir olmazsa olmazdır. Bir birlerine haram olan bir bayan ve erkeği belediye başkanı adına asla helâl edemezsiniz,  biz bunu asla kabullenemeyiz.

İslam adına yazıp çizenlerin önemli bir kısmı işin bu yönüne bakmıyor veya görmezden geliyor, meseleyi başka tarafa çekiyor, sulandırıyor. Yok efendim bir imamın olması şart değildir, dua nikâhın farzı değildir, hatta nikâhın dini ve resmi diye ayrılamayacağını söylüyorlar. Diyelim ki öyle olsun, imam şart değildir, ister muhtar kıysın, ister ögretmen, ister zabıta kıysın.

Fakat Allah adına, Allah`ın emriyle olsun. Hiç kimse “Belediye başkanının bana verdiği yetkiyle daha önce bir birlerine haram olan şu bayan ve şu erkeği ben helâl ediyorum...” diyemez.

Veda Hutbesinde bu konu Peygamber Aleyhisselam`ın diliyle ölümsüzleşmiştir.

“Kadınlarınızın hakkını gözetmenizi, bu hususta Allah`tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah`ın emaneti olarak aldınız, onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına helâl edindiniz.”

Evet, Müslüman erkekler ve bayanlar diğer şartları da yerine getirerek Allah`ın adıyla bir birlerine helâl olurlar.