Mescid-i Aksa ve oradaki Müslümanlar yine zor günler yaşıyor. İslam dünyasının ve orta doğunun içinde bulunduğu acı durumu siyonist terör rejimi çok iyi değerlendiriyor, hiç bir fırsatı kaçırmıyor, zaaflarımızı hiç mi hiç affetmiyor. Katliamlarına yenilerini ekliyor, kuşatma çemberini daha da daraltıyor.
Bu anlamda israil altın çağını yaşıyor diyebiliriz. Bakalım bu altın çağ ne kadar sürecek? Unutmayalım bu bizim elimizdedir.
Mescid-i Aksa için ayağa kalkmaya, bir şeyler yapmaya çalıştığımız şu günlerde görüyoruz ki siyonist rejimden önce varıp Mısır duvarına tosluyoruz, Sisi yönetimini karşımızda buluyoruz. Kuracağınız bütün planlar ve hesaplarda mutlaka ve mutlaka önümüze Mısır çıkıyor.
Artık Kudüs önlerindeki en büyük engelimiz isralden önce Mısır`dır. Mısır`ı kaybetmekle çok şey kaybettiğimizi şimdi daha iyi anlıyoruz. Gerçi Mısır`ı tam olarak kazanamamıştık.
Filistin`de bir şeyler yapabilmemiz, Gazze`nin imdadına yetişebilmemiz için yolumuz kesinlikle Mısır`dan geçiyor. Anlıyoruz ki siyonist rejim Sisi ile kendisini ikinci bir güvenlik duvarının gerisine almıştır.
Sisi kukla rejimi ayakta durduğu müddetçe Müslümanların Filistin için yapabilecekleri fazla bir şey yoktur veya pek azdır. Sisi bizzat bunun için vardır.
Fakat Mısır cephemiz kaybetmiş olmamıza rağmen bugün yeniden kazanma ihtimalimizin en güçlü olduğu bir cephedir. Körfezin hain kralları ve bütün bir emperyalist dünyanın destekliyor olmasına rağmen onların en zayıf karınlarınn Sisi olduğuna inanıyorum. Sisinin oturduğu yerin hiç de sağlam olmadığı gün gibi aşikârdır. Allah`ın izniyle kulağımız seste, her an bir hayırlı haber gelebilir.
Mısırlı Müslümanların uzun müddet Sisi`ye tahammül etmeyeceğini, Allah`ın izniyle alaşağı edeceğine inanıyorum. Mısırlı Müslümanların bu güce, bu potansiyele sahip olduklarına inanıyorum.
Sisi denilen uşağın devrilmesiyle İslam aleminde çok şeyin değişeceği, emperyalizmin hesaplarının büyük oranda bozulacağı, dengelerin değişeceği herkes tarafından bilinmektedir ve zaten bunun için şer cephesi bütün gücüyle desteklemektedir.
Fakat her şeye rağmen Müslümanlar için en kolay kazanılacak zaferlerden birisi olacaktır inşaallah.
Mısır`ı kazanmak Mescid-i Aksa`yı kazanmaktan daha kolay ve hem de öncelikli olacaktır.
Aslında başta Türkiye olmak üzere İslam âleminde olup bitenler hep bir birleriyle bağlantılıdır, zincirleme reaksiyona tabidir. Bunu biz de biliyoruz, emperyalizm de biliyor, özellikle işgal rejimi de biliyor. Allah korusun bir cephe kaybettiğinde çorap söküğü gibi artık yenilgiler peş peşe geleceği gibi, zaferler de peş peşe gelecektir inşaallah.
İslam âlemi bir bütün olmasına rağmen bazı cephelerde yoğunlaşmak akıllıca bir iş olacaktır.
Mısır cephemizde yoğunlaşmalıyız. Kudüs için, Mescid-i Aksa için. Ülke olarak, cemaatler ve Müslüman bireyler olarak neler yapabileceğimizi gözden geçirmeliyiz.
Söylediklerimiz, şimdi Mescid-i Aksa için bir şey yapmayalım, sadece Mısır için yapalım anlamına gelmiyor. Allah`ın izniyle Mecid-i Aksa için yapacaklarımız aynı zamanda Mısır için yapılmış olacaktır.