FETÖ meselesini sadece 15 Temmuz darbesiyle birlikte ele almak yanlış, özellikle eksiktir.
Darbe kalkışmasından öncesini de masaya yatırmak hayati bir öneme sahiptir.
FETÖ bir kaç yıl öncesine kadar başta iktidar çevresi olmak üzere büyük bir kesimle problemsiz bir şekilde varlığını sürdürüyor, işlerini yürütüyor, hedefine doğru ilerliyordu.
Güneydoğu hariç, dindar Kürtler, Hizbullah camiası bunun dışındaydı. Söylediğimiz gibi FETÖ herkesle gül gibi geçinip gittiği veya öyle göründüğü halde söz konusu kesime karşı açıktan ve amansız bir savaş yürütüyordu.
Hem de tek taraflı olarak. O günkü adıyla Hizbullah camiası FETÖ`yü hiç bir zaman kendisine rakip görmediği, muhatap almadığı halde FETÖ onlara acımasız bir şekilde düşmanlık ediyordu.
Çünkü bu zaman zarfında bölgedeki bu dindar Müslümanlar PKK ve JİTEM`e rağmen Müslümanca var olabilmek için çırpınıyordu. PKK kendi dışındakilere uyguladığı siyaseti onlara da dayatıyordu; “Ya bize katılacaksınız, ya buradan gideceksiniz, ya da sizi öldürürüz.” Yani dindar Müslümanlar gerçekten başlarının derdine düşmüş, yalnız bırakılmışlardı.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi ta o günlerden itibaren emniyet ve yargıyı elinde bulunduran FETÖ müptela olmuştu. İlginç olan şey bölge Müslümanları kendilerine karşı yürütülen bu düşmanlığın boyutlarını bilmiyorlar, tahmin etmiyorlar, hüsnü zanları buna el vermiyordu.
Her şey bugün biraz daha iyi anlaşılıyor.
Başlarının böylesine dertte olduğu bir dönemde o gün bir de FETÖ ile uğraşmaları onlar için ne İslami, ne de mantıklı bir şeydi. Fakat FETÖ bütün gücüyle bu cefakâr dindar kesime saldırdıkça saldırıyordu.
Bu saldırının boyutları otuz yıla yakındır emniyet ve yargı yoluyla kurulan kumpaslardan, sadece bir takım haksız gözaltı, tutuklama ve cezalandırmalardan ibaret değildi.
Basın yayın yoluyla da büyük bir karartma, Müslümanca var olma mücadelesi vermekte olan bir camiayı bütün bir ülke genelinde ötekileştirme, düşmanlaştırma görevi yapmaktaydı.
Mademki bu düşmanlıktan nasibini alanlar henüz hayattalar, yaşıyorlar, mademki bu kirli savaşı yürüten FETÖ`nün emniyet ve asker ayağı, yargı ve medya ayağı şu an yaşıyorlar, o halde bütün yönleriyle bunlar ortaya çıkarılmalıdır.
Bütün bunların bugüne kadar kapalı kalması, bir başka deyişle FETÖ`nün arzu ettiği şekilde sunulup kabul ettirilmiş olması bize göre hem bu ülkeye ve hem de Müslümanlara pahalıya mal olmuştur. Çözüm adına yanlış dengeler kurulmaya çalışılmış ve yazık olmuştur.
Hiç değilse bundan sonra çözüm yollarının sıhhatli temeller üzerine bina edilebilmesi için karanlık örtülerin kaldırılması hayati öneme sahiptir.
Yetkililer önceki hataları tekrar etmeden, çalgıcılardan, şarkıcılardan, türkücülerden değil de adam gibi adamlardan oluşan heyetler oluşturmalı. FETÖ için yeni ve ciddi bir Güneydoğu dosyası açmalıdır.