15 Temmuz yaklaştığı için şu günlerde FETÖ elbette gündemin başında yer alacak. Fakat ilk zamanlar çok yönlü ele alınırken son zamanlarda sadece devleti ilgilendiren yönüyle yazılır konuşulur oldu ve yine öyle olacak.
Devlet içindeki bütün ayaklarının ortaya çıkarılıp çıkarılmadığı, adil yargılanıp yargılanmadığı, kurunun arasında yaşların bulunup bulunmadığı açısından ele alınacak. Hatta CHP`nin adalet yürüyüşü de gelip bu işin içine girecek.
Şurası kesindir ki FETÖ olayı çok daha uzun bir süre insanımızın gündeminden düşmeyecektir. Böyle olunca bize düşen bu çok önemli meseleye sağlıklı ve sahih bir zeminde ele alıp değerlendirmektir.
Şunu demek istiyorum; tamam, bu meselenin devleti ilgilendiren bir yönü vardır, önemlidir. Fakat bir de İslam Ümmetini ilgilendiren içtimai bir yönü, Allah Teala`yı ilgilendiren dini, itikâdi bir başka yönü vardır.
Mesela bu kitlenin 15 Temmuz`da darbe teşebbüsüne başvurmadığını düşünelim. Yani devletin bütün önemli noktalarına yerleştiğini, bununla yetindiğini, darbeye gerek görmediğini farz edelim. Hatta bu kitlenin devlete sızma gibi bir önceliğinin de olmadığını, sadece toplumun içerisinde var olmakla yetindiğini düşünelim. Ele alırken de devlet tarafından verildiği için FETÖ ismini bile kullanmayalım.
Yani bu olayın Ümmeti ve Allah Teala`yı ilgilendiren yönünün çok çok daha önemli olduğunu belirtmek istiyorum.
İşin siyasi, adli ve polisiye yönü az çok, iyi kötü çözülecek ve bir şekilde neticelenecektir. Ebette bu konuda tatmin olanların yanı sıra olmayanlar da bulunacak.
Fakat ümmete yönelik tahribatının boyutlarını idrak edemeyeceğiz bu gidişle.
Tamam, uluslararası ulaşmış olduğu boyut ve emperyalizmle olan iç içeliği bakımından FETÖ olayı sadece devlet meselesi olmaktan çıkıp ümmet meselesi boyutlarına varmış oluyor zaten. Fakat işin dini ve itikadi yönü bir anlamda emniyeti, yargıyı ve devleti ilgilendirmez.
İşte bu noktada ümmetin bilenlerinin, ulemasının, mütefekkirlerinin devreye girmesi, sahih değerlendirmelerde bulunması gerekir.
FETÖ örgütünün çözülmesinin, tam anlamıyla çökertilmesinin, yargılanmasının yanında, bu zihniyetin hastalığının doğru teşhis ve tedavi edilmesinin çok çok daha öncelikli olduğuna inanıyorum.
Bunu yapmakla sadece bir örgütün değil, uygun zeminlerde aynen bu örgüte dönüşecek olan diğer yapılanmaların da önü alınacaktır.
Fakat bunun ciddi bir ilmi seviye gerektirdiğini unutmayalım. Ancak İslami ilimlerde taassuptan uzak kendi dalında uzmanlaşmış ulema ile ümmetin tedavi olacağını bilelim.
Toparlayalım; 15 temmuz bu ülke tarihindeki yerini almıştır çok önemlidir. Fakat bu mesele sadece 15 Temmuz`dan ibaret değildir.