Bir dostumuzla birlikte ilk defa vardığım kasabanın pazar yerinde dolaşıyorduk. Alış verişten sonra bir an önce gürültüden kurtulmak için kalabalığın dışına çıktık. Pazar yerini çevreleyen binalardan birinin birinci katında beş altı yaşlarında bir kız çocuğunun balkondaki hareketleri dikkatimi çekti. Pazar yerini dolduran kalabalığa bir şeyler söylüyordu, kollarını havaya kaldırıp indiriyor, gözlerini sonuna kadar açmış, yüksek sesle sanki bir şiir okuyordu.

Bu kız çocuğunun ne söylediğini iyice merak ettim ve işitebilmek için balkonun dibine kadar yaklaştım.

“Ey insanlar, Allah`a ibadet edin, putlara tapmayın, yoksa hepiniz cehennemde yanacaksınız!” diyordu. Bir elini Pazar yerindeki insanlara doğru uzatmış, öteki eli bulunduğu balkona işaret ediyordu:

“Ey insanlar, gelin binin şu gemiye. Ey insanlar beni dinleyin, bana uyun! Benim yaptığım şu gemiye binin! Yoksa hepiniz boğulacaksınız! Biraz sonra yağmurlar yağacak, her tarafı sular kaplayacak, tufan olacak!"

“Ey hayvanlar, siz de gelin ikişer ikişer benim gemime binin!"

“Oğlum, sana söylüyorum, gel sen de bin bu gemiye, kâfirlerle beraber olma, dağlara çıkarak kurtulacağını zannetme. Bugün Allah`ın merhamet ettiklerinin dışında hiç kimse kurtulamayacaktır…” diye haykırıyor, minicik gözlerini kocaman açarak söylediklerini tekrarlıyordu.

Aman Allah`ım, oracıkta donup kalmışım, hemen yanıma çağırdığım arkadaşım da benimle birlikte dinliyordu. Hazreti Nuh`u oynuyordu bu kız çocuğu, kendisinden geçmişti, âdeta Hazreti Nuh`a bürünmüştü.

Arkadaşım, çocuğun bulunduğu binaya dikkatlice baktı ve dedi ki:

-Hocam hatırladım, bu binada çok şuurlu ve âlim bir bacımız var, bayanlara yönelik dersler ve sohbetler yapıyor. Bu çocuk da onun çocuğu.

Evet, aile içerisinde mükemmel bir annenin neler yapabileceğini düşünebiliyor musunuz?
 
Dindar nesil yetiştirme gündemi her ne kadar yerini Mit-Emniyet kapışmasına bırakıyor gibi olsa da, özellikle bayanların, kız çocuklarının Müslümanca eğitimi ve öğretimi bizim için değişmeyen bir gündemdir.

Geçen hafta bayanlar için üst düzey medreseler açılmasını dile getirmiştim. Biz biliyoruz ki, Müslümanlar olarak cephelerimizin en önemlisi aile cephesi ve özellikle Anneler Cephesidir.

Eğer Aziz İslam davası bugünlere kadar gelebilmiş ve bugün emperyalizm için bir tehdit olarak orta yerde ise onu bugünlere getiren Müslümanca kurulmuş yuvalar ve özellikle o yuvalardaki mükemmel annelerdir.

Gün yirmi dört saattir. Bir çocuğun okulda geçen zamanı olsa olsa beş altı saattir. Geriye en azından on sekiz saat kalmaktadır ve bunun önemli bir bölümü evde geçmekte, yani annelerinin yanında geçmektedir. Eğer anneler bu şekilde şuurlu ve âlimse ne mutlu o aileye, ne mutlu o topluma. Söyleyin Allah aşkına, böyle bir ailenin çocuğuna kim ne yapabilir? Okul ne zarar verebilir, sokak ne zarar verebilir, kim ne zarar verebilir?

Bırakın zarar vermeyi, Allah`ın izniyle böyle bir ailenin çocuğu tek başına bulunduğu sınıfı, yaşadığı sokağı etkiler ve değiştirir. Elhamdülillah bunun örneklerine şahit oluyoruz.

Mükemmel yuvalar için mükemmel anneler gerekmektedir. Mükemmel anneler için ise Müslümanların kuracağı mükemmel eğitim kurumları, üst düzey bayan medreseleri gerekmektedir.

Belki büyük bir iddia olacak ama diyorum ki, mükemmel babaların her zaman mükemmel evlatları olmayabiliyor. Nice muhterem âlimler ve salih kişiler biliyoruz ki, bazen evlatları hiç de kendilerine benzemiyor. Fakat mükemmel annelerin çocukları çok azı istisna, hep annelerine benzemektedirler.

Yani demek istiyoruz ki, annelerin çocuklar üzerindeki etkisi babalarınkinden çok daha etkin olmaktadır.

Böyle olunca, Müslümanlar olarak Anneler Cephemizi iyi takviye etmeliyiz.

Eğer Anneler Cephemiz muhkem olursa, Allah`ın izniyle bütün cephelerimiz mükemmel bir duruma gelecektir. Onun için yatırımlarımızın önemli bir bölümünü geleceğin anneleri üzerine, yani kız çocuklarının Müslümanca eğitimi üzerine bina etmeliyiz.