“Suriye`de güvenlikli bölge oluşturacağım” diye zırvaladı serseri moruk. Böylelikle hem Amerika`yı hem Avrupa`yı mülteci akınından koruyacakmış. Yoksa Suriyelileri yaşadıkları bu ıstırap ve felâketten kurtarmak için değil.

Bir de “Haydin, güvenlikli bölge oluşturalım” dese, bölgedeki aktörlere bir iş birliği teklif etse yine az çok anlaşılır bir yönü olur.

Gerçi o zaman bile herkes “günaydın, neredeydin şimdiye kadar” diyecek.

Özellikle Türkiye kendisinin ta baştan beri bunun için uğraştığını, Amerika`nın buna yanaşmadığını söyleyecek ve söylüyor.

Fakat öyle de demiyor Trump, “güvenlikli bölge oluşturacağım” diyor.

Bölgeden şutlanmanın, dışlanmanın sancısıyla tutuşuverdi.

Amerika olmadan da bir şeylerin yapılabildiği, hatta Amerika`sız çok daha iyi şeylerin yapılabildiği ortaya çıktı.

Daha da ötesi, şimdiye kadar iyi şeylerin yapılamayış sebebinin işin içinde hep Amerika olmasından dolayı olduğu herkes tarafından anlaşıldı.

Bundan dolayı paniklemiş olmalı ki karakterini yansıtan zengin bir patron edasıyla birden gürleyiverdi.

Hani filmlerde izlediğimiz zengin patronlar olur, gökdelen yükseltmek için garibanların gece kondusuna el koyar ve aldım gitti vesselam der ya.

Bu zalim o kadar da vefakâr çıkmadı, “ ister kabul et ister etme, bedelini yatırdım aldım gitti vesselam” bile demiyor.

Hiç kimseye danışmadan sadece kendisi güvenlikli bölge oluşturacakmış, bedelini de Körfez ülkelerine ödetecekmiş.

Meksika sınırına öreceği duvarın yirmi beş milyar dolarlık bedelini de Meksika`ya ödeteceğini söylediği gibi.

Karşı tarafın ödemem demesine aldırmadan “Öyle veya böyle ödeyecek” dedi. Aslında bu birkaç kelime Amerika`nın nasıl bir iblis olduğunu ortaya koymuyor mu?

Dünyanın her yerinde aynı şeyi yapmıyor mu? Öyle veya böyle, her şeyi başkalarına ödetmiyor mu?

İslam Âlemini kan gölüne çevirdiği yetmiyormuş gibi, kullandığı bütün silahların bedelini öyle veya böyle Müslümanlara ödetmiyor mu?

Fakat bu defa hiçbir şey önceki gibi olmayacak inşallah.

“Suriye`de güvenlikli bölge oluşturacağım” çıkışı Amerika`nın ve Trump`ın blöften öteye geçmeyeceği gibi, bölgeden defolup gitmesinin de bir başlangıcı olacaktır.

Astana buluşması bunu göstermiştir. Her ne kadar tam da bizim istediğimiz gibi neticelenmese de, Amerika ve Cenevre`yi dışlamamış görünse de, bütün bir dünya biliyor ki Türkiye-İran-Rusya görüşmeleri ABD ve AB`ye karşı ciddi bir zaferdir.

İslam dünyası için kaostan kurtulmanın bir adımı ve hayırların da bir başlangıcı olacaktır inşallah.

Astana görüşmeleri meyvesini vermeye başlamış durumda. Ufak tefek ihlaller olsa da ateşkes devam edeceğe benzemekte, ondan da ötesi bu güzel gidişatı her kim bozarsa ciddi anlamda suçlanacağı ortadadır, kimse artık bu vebali yüklenemez.

İşte o zaman başta İslam Âlemi olmak üzere mazlum dünya Amerika`ya seslenecektir:

Ey Amerika! Çek artık şu pis tırnaklarını, çek artık şu kanlı ellerini ciğerlerimizden.

Senin pis tırnaklarının olmadığı, senin kanlı ellerinin ve ahtapot kollarının olmadığı bir dünya gerçekten en huzurlu bir dünya olacaktır.

Dünyanın en güvenlikli bölgeleri, senin olmadığın, senin defolup gittiğin bölgeler olacaktır.