HDPKK`nin en çok merak ettiği, daha doğrusu en çok kızıp öfkelendiği soru bu olmalıdır.

Öyle ya, bugün sokaklara çıkmayacak da, ya ne zaman çıkacak?

Büyük çoğunlukla kendilerinin seçtiği belediye başkanları görevden alındı, cezaevine atıldı, onların yerine kayyım atandı, halkın iradesine yapılabilecek en büyük hakaret değil mi bu?

Daha da kötüsü, kendilerinin seçtiği milletvekilleri, genel başkanları, eş başkanları şu anda tutuklanmış durumdalar.

Buna rağmen bu halkta kayda değer bir kıpırdama görülmüyor. Dışarıdaki bütün dostlarının çırpınmalarına rağmen…

Hâlbuki daha önceleri bundan daha basit olaylarda halk meydanlara dökülür, bütün kepenkler kapatılır, kent merkezlerinde hayat dururdu.

Kendi kendimize örgüt bunun sebebini merak ediyor mu diye sorduk, ama örgütün “nankör halk” deyip kestirip attığını gördük.

Bölge halkı niçin isyan edip meydanlara inmiyor? Bu sorunun cevabını herkes gibi aslında örgüt de biliyor. Kendileri için artık mağduriyet kapısı kapanmıştır, artık oradan kendilerine ekmek yok, başka kapı aramalıdırlar. Yani onların mağduriyetini halk kabul etmiyor, bu numarayı artık yutmuyor. Hele tutuklandıkları gecenin sabahında Diyarbakır`ın kana bulandığına şahit olduktan sonra.

Şimdi soruyoruz; halk ne diye sokaklara inecek, ne diye isyan edecek ki?

“Verin bizim hendekçi yöneticilerimizi, çukur caddelerimizi çamur sokaklarımızı özledik. Kepçelerimizi, iş makinalarımızı çukur kazarken, patlayıcı taşırken görmeden edemeyiz biz. O çukurların ardında beş binden fazla evladımızı kurban eden bu yöneticilerimizi geri verin, özledik onları...” diye mi isyan edecekler?

Başta Diyarbakır olmak üzere halkın korku duvarını aştığını, daha doğrusu kaybedecek bir şeylerinin kalmadığını, böyle olunca da artık onlara hiçbir tehdidin işlemeyeceğine inanıyoruz. Şu andaki fotoğraf bunu göstermektedir.

Yok, eğer bunlar kendilerinin mağdur olduğuna, bundan dolayı da halkın mağdurlarla beraber olduğuna inanıyorsa sine-i millete dönmelerini, oradan alacakları destekle daha güçlü bir şekilde geleceklerini göstermelidirler. Yani toplu bir şekilde istifa etmeli, seçimi yenilemelidirler. Bakalım kaç kişi gidip kaç kişi olarak geri dönecekler.