Yaşadığınız şehirde olsa bile zaten bir cezaevi ziyareti başlı başına bir işkencedir. Şunun şurası toplam bir saat görüşeceksiniz fakat sizin tam yarım gününüzü alır.
Ve şimdi yüzlerce kilometre uzaktaki şehirlere sevkedildiler.
Artık mahkum yakınları cezaevi ziyareti için sadece yarım günlerini ayırmayacaklar, en az iki günlerini verecekler bir ziyaret için.
Ayrıca bu mahkumlar içerisinde maddi durumları iyi olan birisini tanımıyorum. Gidiş geliş masrafları, vardıkları şehirde kalacak yerlerinin olmayışı, yeme içme…
Bütün bunlar düşünüldüğünde yapılan bu sevkiyatların doğrudan doğruya ve kasıtlı olarak mahkum yakınlarının cezalandırılması olduğunu göreceksiniz.
Ve bir defa değil, iki defa değil, yıllarca sürüp gidecek bir zulümdür bu.
Bu zulmü çekeceksiniz, veya artık yakınlarınızı sık sık ziyaret etmekten vaz geçeceksiniz ki, bu da ayrı bir zulümdür, hem ziyaretçi için, hem de dört gözle ziyaretçi bekleyen mahkumlar için.
Müslümanlara yapılan bütün bu zulümleri Allah (c.c) görmektedir, bunu yapanları asla cezasız bırakmayacaktır.
Ve Müslümanların çektiklerini de Allah Teala karşılıksız bırakmayacaktır. Eğer sabrederlerse hem de ahiretten önce bu dünyada mükâfatlarını verecektir onlara.
Bu sevkiyatlar Aziz İslam davası için başlı başına birer rahmete dönüşecektir. Onun çin diyorum ki, İslam Davetçilerinin tayinleri çıktı. O mahkumların her biri bir İslam davetçisidir. Zaten başta girerken ne için girmişlerdi ki? Cezaevinde hem medrese usulü icazetlerini almışlardır, hem de resmi İlahiyat diplomalarını. Her biri bir İslam sevdalısıdır, Peygamber Sevdalısıdır. Allah`ın izniyle vardıkları cezaevlerine, bulundukları koğuşlarına Vahyin havasını taşıyacaklardır.
Ve gelelim onların ziyaretçilerine. Onların da aynen mahkumlar gibi her birinin bir İslam davetçisi olduğuna yakinen şahidiz.
Gidecekleri şehirler için başlı başına bir rahmet olacaklardır. Vardıkları şehirlerdeki İslam sevdalıları ile tanışacaklar, ilişki kuracaklar.
Elbette bu şehirlerde İslam adına taşın altına elini koyanları, İslam davasına omuz verenleri, çile çekenleri arayıp bulacaklardır, tanışacaklar ve kaynaşacaklardır.
İslami dernekleri, vakıfları ve sivil toplum kuruluşlarını arayıp bulacaklar ve kopmaz bir ilişki kuracaklardır inşaallah.
Belki yapacakları her otobüs yolculuğunda, mola yerlerinde, ziyaret esnasında bekleştikleri her salonda yeni yeni insanlarla ve güzelliklerle karşılaşacaklar ve artık ebedi olarak sürecek olan Müslümanca ilişkiler kurulacak.
Belki yıllarca sürecek olan bu ziyaret trafiği hiç birimizin tahmin edemeyeceği bir enerjiyi ortaya çıkaracaktır.
Yüzlerce Müslümanın düzenli bir şekilde bu şehirlere gidiş gelişleri, hasretle yerine getirilen mahkum ziyaretleri, bu esnada sayısız insanla muhatap olmaları, insani, ictimaî ve İslami özelliklerinin karşılıklı olarak birbirlerine yansıması…
Ortaya çıkacak enerjiyi ve bu enerjinin İslam adına değerlendirilecek oluşunu düşünün.
Ben şuna inanıyorum ki, bu sevkiyatı yapanlar eğer kasıtlı yapmışlarsa ki öyle görünüyor, bir gün yaptıkları bu işten çok çok pişmanlık duyacaklar. İslam davasının ulaştığı seviyeyi gördüklerinde, bu sevkiyatların ne derece rol oynadığını göreceklerdir Allah`ın izniyle.
Bize düşen öncelikle sabretmektir, şer zannettiğimiz şeylerde nice hayırların olabileceğini düşünmektir, yaşadığımız her anı, bulunduğumuz her pozisyonu İslam adına değerlendirmektir.