Demiştik ya biz bir ümmetiz, ümmetle güleriz, ümmetle ağlarız diye…

Mademki bugün ümmet güldü, biz de gülüyoruz, mademki bugün ümmet seviniyor biz de seviniyoruz.

Mademki 1 Kasım seçimlerinin neticesine zalimler üzüldüler, mademki Siyonist terör devleti üzüldü, emperyalist Batı dünyası öfkelendi, o halde biz seviniyoruz.

Mademki ülke içerisindeki İslam düşmanları, edep ve hayâ düşmanları üzüldüler, mademki insanımıza hep yukardan bakan, onu her zaman küçümseyen batı uşakları üzüldüler, mademki hendekçiler kendi kazdıkları hendeklere düştüler, o halde bize sevinmek düşer.

Mademki Pensilvanya mateme bürünmüş, çılgınlık histerileri geçiriyor, biz sevinmeyelim de ya kimler sevinsin?

Mademki 2 Kasım sabahı herkesin yüzünde bir tebessüm var, mademki karşılaştığımız herkes birbirlerine sarılıp tebrik ediyor, mademki bizi kucaklayıp tebrik ediyorlar, mademki güzel insanların hepsi mutlu olmuşlar, elhamdülillah onların mutluluğuyla biz de mutluyuz.

Varsın camia olarak bizim elimize somut hiç bir şey geçmesin.

Değil mi ki 1 Kasım gecesi Hamas sevindi, Gazze bayram etti, değil mi ki Saraybosna sevindi, mademki halkı Müslüman olan ülkelerin mustazaf insanları sevindiler, elbette onlarla birlikte bizler de seviniyoruz.

Ümmetle aynı çizgide durduğumuz için seviniyoruz.

Özellikle camia olarak en güzelini yaptığımızdan dolayı seviniyoruz.

2 Kasım sabahı karşılaştığımız her samimi Müslüman, gözlerinin içi gülen her Müslüman özellikle camiamızı tebrik ettiler, takdir ettiler, ferasetli tavrını hayranlıkla karşıladılar, bunu bizzat sözleriyle, yazılarıyla ifade ettiler. İçimiz rahat, gönlümüz ferah.

Varsın bu arada yüzlerce kardeşimiz düzenlenen iftira dosyaları sebebiyle yıllardan beri hapislerde yatıyor olsun.

Hatta kendilerine kumpas kuranlar şu anda tutuklanmış, iftiraları ortaya çıkmış, buna rağmen iftiraya uğrayanlar hala içerde olsunlar.

Balyozculardan, Ergenekonculardan, Askeri Casusluk Davası`ndan içerde kimse kalmamışken, onlara tuzak kuran Paralelcilere operasyonlar düzenlenirken,

Varsın yüzlerce Müslüman kırktan fazla bayramını bir birlerinin hasretiyle geçiriyor olsun, ülkenin bir ucundan bir ucuna yıllarca cezaevi ziyaret seferleri yapılıyor olsun.

Değil mi ki bugün tek başına iktidar yeniden elde edildiği için ümmetin büyük bir bölümü bayram ediyor, bizimkisi bir teferruattır.

Camilerde Kur`an dersi vermekten, herkesçe bilinen İslami etkinlikler düzenlemekten başka hiçbir suçu olmayan insanların şu anda zindanlarda çürümekte olduğunu, bunlar için başta yeniden yargılanma olmak üzere hiçbir şeyin yapılmadığını ve yapılmayacağını bildiğimiz halde, değil mi ki 1 Kasım sonrası ümmet sevinç içinde, biz de sevinç içindeyiz.

Son on üç yıldan bu yana İslami dernekler, vakıflar ve cemaatlerin büyük bir bölümü en güzel günlerini yaşarken, iktidarı desteklemenin nimetinden yararlanırken bu camia için değişen hiçbir şeyin olmamasına rağmen sevinç içindeyiz.

Çünkü biz camiamızın dışındaki Müslüman kardeşlerimizin mutluluğuyla da mutlu olmasını bilmişizdir. Mademki bugün Müslümanlar sevinç içindeler, elhamdülillah bizler de sevinç içindeyiz.

Biliyor musunuz, on üç yıllık tek başına iktidar boyunca bilmem ne kadar Müslüman zindanlarda hayata gözlerini yumdu, evlatlarıyla, anne babalarıyla kucaklaşamadan bu dünyadan göçüp gittiler.

Yine aynı şekilde niceleri kendileri zindanda iken annelerini, babalarını ve yakınlarını kaybettiler, hasret gittiler öte dünyaya.

Ama olsun, mademki ümmet 1 Kasım sonrası sevinç içinde bayram ediyor, ümmetin bayramı bizim de bayramımızdır.

Sadece sol ve ulusalcı çevreleri memnun etmek için bugünkü iktidar tarafından Ekim 2004`de Türkiye`ye getirilen, akıl almaz uçuk iddialarla hakkında müebbet hapis verilen, kanser hastası olmasına rağmen yıllar yılı bir hücrede tutulan Metin Kaplan`ın ahını alıyorsunuz, eşinin, çocuklarının ve sevenlerinin ahını alıyorsunuz.

Daha da acı olanı… Şu ana kadar çözüm sürecini bu camiaya düşman birilerinin yürütüyor olmasıdır. Bakan olmadan önce yakın durduğu, mensup olduğu dernek, vakıf ve cemaatlerin tamamının şu anda terör örgütünü ve siyasi türevlerin desteklediği, tenezzül buyurup bir defacık olsun bu camia ile görüşmemesi, işin daha da acı olanı bundan sonra da aynı görevin kendisine verilecek olması gerçekten düşündürücüdür.

Ama olsun, değil mi ki Müslümalar 1 Kasım seçimlerine seviniyorlar, o halde biz de seviniyoruz.